BİR HADİS

Bu Hadisin çeşitli versiyonları var.

“Yüce Allah şöyle buyurdu : Benim Kitab’ımı okumak ve Beni zikretmekten dolayı, kim Benden bir şey isteyecek durumda olmazsa, Ben o kimseye, isteyenlere verdiğimin en üstününü veririm. Allah’ın sözlerinin diğer sözlere karşı üstünlüğü, Allah’ın yarattıklarına karşı üstünlüğü gibidir.” (Dârimî, Fedail-ül Kur’ân17)

“Kur’an’ın ve zikrimin, Benden istekte bulunmaktan alıkoyduğu kimseye, isteyenlere verdiğimden daha fazlasını veririm. Allah’ın kelamının (Kur’an’ın) diğer sözlere karşı üstünlüğü, Allah’ın yarattıklarına karşı üstünlüğü gibidir.” (Tirmizi, Fedailu’l-Kur’an, 35; Dârimî, Fedail-ül Kur’ân, 6; İbn Hacer, Fethu’l-Bari-Beyrut, 1379- 9/66)

“Beni zikrettiği için, Benden istekte bulunmaya vakit bulamayan kimseye, istekte bulunanlara verdiğimden daha fazlasını veririm.” (Kenzu’l-Ummal; h. no:1874, 1875)

...

Bu Hadis, bize ne/yi öğretir?!.

İstemeyi değil, eylemeyi (= sâlih amel işlemeyi, yapmayı). İsteme (duâ), genelde/çoğunlukla kişinin kendi içindir; eyleme (= sâlih amel yapma) ise Allah için. Allah, Kendisi için sâlih amel eyleyen/yapan kişiyle, kişinin kendisi için bişeyler isteyen (= duâ eden) kişiyi bir ve aynı tutmaz. 

Bu Hadis, aynı zamanda bize Allah’tan isterken bile! açgözlü olmamayı (da) öğretir.

Allah, samimî bir şekilde iş yapan kişinin neye ihtiyacı olduğunu bilir; O, sînelerin özünde olanı bilir. = O, âlîm-un bi-zât-is sudûr’dur.

Hadisteki zikreden kimse, dar anlamıyla oturup tesbih çeken kimse değil, geniş anlamıyla Allah’ın Adını (= dinini = düzenini) insanlara hatırlatmak = hâkim kılmak için çalışan ve çabalayan kimsedir. ‘Bir şey isteyecek durumda olmamak, Kur'ân’ın ve Zikrin kendisini istekte bulunmaktan alıkoyduğu ve istemeye vakit bulamayan kimse’ de, bu çalışma ve çabalamaya yoğunlaşan kimsedir!. Böyle bir kimseyi Allah darda, zorda bırakır mı?!.

“... lâ te’huzuHû sinetün ve lâ nevm...” = O, unutmaz, dalmaz, uyuklamaz, uyumaz. (2/255)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM