KELİMELERİN DÜNYASI

Kelimelerin dünyası, dilin dünyasıdır; bu dünya, ‘insanların dünyası’ gibidir. (Exupery’in kitabından esinlenildi)

Her dilin, kelime yapısı (grameri) ve kelimelere yüklediği anlam farklıdır. Biz, su deriz; Araplar mâe der, Persler âb der; İngilizler water, der... Bazı dillerin kelimeleri önden ulamalı (eklemeli); bazılarınınki sondan ulamalıdır; bazı dillerde, -- Arapçada olduğu gibi --, sesli harf bulunmaz, onlara sesi (= hareketi) harekeler verir; bizde (Türkçede) ise, 8 sesli (ünlü) harf vardır; sessiz (ünsüz) harflere onlar ses (ün) verir...

Bazı dillerde eş-anlamlı kelimeler vardır, bazılarında yoktur, eş-anlamlı gibi görülen kelimeler, aslında yakın (= benzer!) anlamlıdır. Eşlik = eş olmaklık, benzerlik = benzer olmaklık, hele hele de aynılık = aynı olmaklık demek değildir.

Anlam benzerliği olan kelimeler, aynı ailedendir ama ailenin her üyesi aynı değildir...

İlâh, hele de Allah, kelimesi, hiçbir kelimeye benzemez; O’nun hiçbir kelime (= şey) ile benzerliği yoktur. = “leyse kemislihî şey’ün.” (42/11)

Kelimeler, şeylerin zihinsel karşılıklarıdır; onların somut hâli de harfler ve seslerdir; bunlar, dilden dile değişebilir.

Allah kelimesinin karşılığı, sadece Allah’tır; O’nun eş-anlamlısı ve benzeri yoktur; O, İsm-i Celâl’dir = Lafza-i Celâl’dir. Bütün kelimeler, O KELİMENİN etrafında şekillenir, şekillenmelidir; çünkü, MERKEZ KELİME O’dur.

O’nu merkeze almayan, O’na yönelmeyen, dönmeyen (= kıble), O’nu işaret etmeyen (= âyet) tüm kelimeler anlamsızdır. 

O’nsuz, insanların dünyası nasıl anlamsızsa, dillerdeki kelimelerin dünyası da (O’nsuz) anlamsızdır. Çünkü, insanlara tüm kelimeleri (= isimleri) O öğretmiştir. “ve alleme âdem-el esmâe küllehâ...” (2/31)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET