DOĞRU MUHATAB/I SEÇMEK
Doğru iletişimde, en az hitab/hitap ve hatib/hatip kadar muhatab/muhatap da önemlidir.
Bunu bize Abese Sûresi öğretir. Efendimiz, kendisini “müstağnî” (= zenginim, bilginim, yöneticiyim diye bişey zanneden, kodaman) gören birini, arınmak isteyen ve huşû’ duyan a’mâ (= kör) birine tercih ettiği için “azarlanmış” = uyarılmıştı.
O “müstağnî” (= kodaman gören kişi), kendisine emredileni yapmayan (80/23), müşrik kavmin önderlerindendi; arınmak isteyen ve huşû’ duyan a’mâ (= kör kişi) ise, öğüde ihtiyaç duyan Abdullah ibn Ümmü Mektûm idi; ama Efendimiz, o müstağnîyi, “zengin” ve (toplumda) “hatırı sayılır” biri diye müstağnîye yöneldi, a’mâya sırtını döndü = yüzünü çevirdi; bu yüzden de “azarı”! yedi = uyarıldı.
Sanırım, Efendimizin düştüğü bu hataya hepimiz çok rahat bir şekilde düşüyoruz, doğru muhatapları bulamıyoruz = seçemiyoruz.
Bu sûre bize, tebliğde muhatabın “gücüne” (= zenginliğine, konumuna, makamına, sağlamlığına-sakatlığına, vb.) bakılmaması gerektiğini (= önem/değer verilmemesi gerektiğini), “isteğine, arzusuna” (= ihtiyacına) bakılmasını öğretir = hatırlatır.
Yorumlar
Yorum Gönder