SEKR HÂLİ = SARHOŞLUK

Sarhoş, Farsça serhoş, aklını beğenmediği için içen ve aklını örten (küfr) kimseye denir. Sarhoş, ayılana kadar kendinde değildir, ne dediğini ve ne yaptığını bilmez.

İki kelimeye dikkat!. : Aklı örtmek ve ayılmak.

İçki (= alkol ve uyuşturucu) ile sarhoş olanlar gibi, aşkla sarhoş olanlar, ve sekr hâlinde konuşanlar da vardır.

Hiç içmediğim ve âşık olmadığım için sarhoşluk nedir, nasıl bişeydir, bilmiyorum.

Buna rağmen ayık mıyım, onu da bilmiyorum.

...

“Ey İman Edenler! Sarhoşken ne dediğinizi bilinceye kadar; cünüpken -yolculukta olmanız hariç - temizleninceye kadar salâta (= namaza) yaklaşmayın!...” =

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَقْرَبُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْتُمْ سُكَارٰى حَتّٰى تَعْلَمُوا مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُباً اِلَّا عَابِر۪ي سَب۪يلٍ حَتّٰى تَغْتَسِلُواۜ  

(4/43.)

Namazda ne dediğimizi (ne yaptığımızı) biliyor muyuz?!.

Bilmiyorsak, sarhoşuz. İçmeden sarhoş olmuşuz = aklımız başımızda değil.

Bizi sarhoş eden içki değilse, ne?!.

Dünya (nimetleri) olabilir mi?!. Mesela para, kadın, makam, şan-şöhret, vb. şeyler.

Cünüpken de temizleninceye kadar namaza yaklaşmayın, deniyor. Cünüp, cinsel ilişki sırasında kendinden geçen (= kendini kaybeden) kimseye denir; o kişi de, o ân aklını örtmüştür.

Demek ki, sadece içki (= alkol ve uyuşturucu) ile akıl örtülmüyor; karşı cinsle, para ve makam hırsıyla da örtülebiliyor.

Aklımızı bunlarla örtmesek, özelde namazda = namaz vakitlerinde = Huzur’da, genelde de uyanık (= ayık) olduğumuzda ne dediğimizi ve ne yaptığımızı biliriz.

“Ömrüne ant olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar.”

لَعَمْرُكَ اِنَّهُمْ لَف۪ي سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ

(15/72.)

Kimi içki, kimi mal-mülk, kimi makam-mevkî, kimi de ... aşkı ile.

Kimse, ne dediğini ve ne yaptığını bilmiyor; sanki herkes sarhoş!.

Ayık (= aklı başında) olan adamlar aranıyor!.

...

Herkesi (ilâhî aşkla) sarhoş etmeye gayret eden tasavvuf da bize yol gösteremez, rehberlik edemez. Ayrıca, nereden bilelim onların da ilâhî aşkla sarhoş olduklarını; ya o aşkı bahane (örtü/maske) olarak kullanıyorlarsa!. 

Ne dediğimizi ve ne yaptığımızı bilmeyi unutturacak kadar sarhoş olmak, sorumlulukla (= mükellefiyetle) bağdaşmaz. Sarhoş olma hâli, iradî bir hâldir; kişi, sarhoş olmadan önce ayıktır. Buradan bakarsak, sarhoş olmayı seçen kişi, sorumluluktan kaçan kişidir.

İlâhî aşkla sarhoş olmayı seçen kişi de, sorumluluğu/nu, âşık olduğu ilâha yükler.

Ohh, ne âlâ bir memleket, ne güzel bir paket (= çözüm)!.

Ne şekilde olursa olsun, herkes sarhoş olsun!.

Ayıklar da aptal olsun; memleket kurtulsun!.

Nasıl olsa kimse, ne dediğini ve ne yaptığını bilmiyor. 

Namazda (= Huzur’da) bile!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ