ONUR
Onurlu yaşam/a, herkesin hakkı.
Pekiî onur nerede?!.
1. Zenginlikte, malda-mülkte.
2. Makam-mevkîde.
3. Îlâ-i Kelimetullah’ta.
Araya bi çook şey koyabilirim, ama neticede bu üç şıktan birine düşer.
İlk iki şıkkın meşrûiyeti, üçüncü şıkkın varlığına bağlı; hayatımızda üçüncü şık yoksa, onur da yok. İlk iki şıkkı, çokluk yarışı (= tekâsür); üçüncü şıkkı, bayrak yarışı olarak tanımlayabilirim.
Buradaki bayrak, ulusal bayrak/lar değil, kutsal bayrak = Îlâ-i Kelimetullah. Ulusal bayraklar çeşit çeşit; kutsal bayrak tek.
Nedir bu bayrak = Îlâ-i Kelimetullah?!.
Bu îlâyı (= اعلاء), yemin anlamındaki öbür îlâ (= ايلاء) ile karıştırmayalım. Bu îlâ, yüceltmek anlamında; Kelimetullah da Allah’ın Kelimeleri = Dini. Îlâ-i Kelimetullah : Allah’ın dinini yüceltmek, Hakk’ı hâkim kılmak.
Tüm çalışmalar (= cehdler/cihadlar), Hakk’ın dinini = adâleti hâkim kılmak için yapılmıyorsa; = sırf konfor alanının artırılması ve ünlü olmak için yapılıyorsa, yaşamda/hayatta onur yoktur.
Dünya yaşamının amacı, yeme-içme, gezme-eğlenme, dünyevî ün ve unvanlar peşinden koşma değildir, Allah’a kulluktur; Allah’a kulluk da Hakk’ın dinini, adâleti hâkim kılmakla olur. Hakk’ın (dininin) hâkim olmadığı bir yerde, Hakk’a değil, tağutlara ve putlara (= şeytânî güçlere) kulluk vardır.
Bugün, gönderde olan Hakk’ın “bayrağı” değil, paranın (= kapitalin) bayrağı; herkes para için çalışıyor. Herkes, kazandığı para ile iyi bir evde oturmak, iyi bir arabaya binmek, iyi (konforlu) bir hayat yaşamak istiyor; paranın iyilik getireceğine inanıyor.
Artık para, bayrak oldu. Ulusal bayraklar bile paraya endekslendi. Zengin ülkeler, güçlü addediliyor; ülkelerin gelişmişlik endeksi para ile (= milli gelirle) ölçülüyor... Para, dünyayı (= başta insan kaynağı olmak üzere, dünyanın yeraltı ve yerüstü kaynaklarını) sömürüyor; parasızlar, insan yerine bile konulmuyor...
Neden?!.
Îlâ-i Kelimetullah unutulduğu için. Bu bayrağı gönüllü olarak taşıyacakların sayısı her geçen gün azalmakta olduğu için.
Bu bayrağı en son Efendimiz taşımıştı. Ondan sonra Onun en yakın arkadaşları Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali devraldı; sonra/zamanla bu bayrak yarışı yerini, tekâsür (zenginlik ve saltanat) yarışına bıraktı...
Bu Bayrak, aslâ yere düşmedi; ama Onlardan sonra, olması gereken yerde (= yükseklerde = إعلاء) de olmadı.
“Bu din garip geldi, garip gidecek.” (Müslim. İman, 232. Tirmizi. İman, 13.)
Bu dini (= bu Bayrağı), dün olduğu gibi bugün de yine garipler dalgalandıracak.
Ne mutlu o onurlu gariplere!.
Yorumlar
Yorum Gönder