VAHY ÂNI!.
Vahiy esnasında Efendimizin yaşadığı hâller.
Vahy, “ağır bir sözdür”. = “Doğrusu Biz Sana ağır bir söz vahyedeceğiz.” (73/5.)
“Biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, o dağın haşyetten, Allah korkusundan (sorumluluk duygusundan) paramparça olduğunu görürdün...” (59/21.)
İlâhî vahye muhatap olmak, kolay iş değil; ‘temizlik, saflık ve çok ciddî bir hazırlık’ gerektirir.
Efendimiz, vahiy aldığı esnada :
• Hava çok soğuksa, terler. (Bknz. Buhâri. Bedu’l Vahy, 1.)
• Vücudunda bir “ağırlık” hisseder, tabiri caizse rengi atardı.. (Bknz. Ebû Dâvud. Cihad, 20. Müslim. Hudud, 13.)
• Yanında birileri varsa, arı uğultusuna (vızıltısına) benzer bir ses duyulur. (Bknz. Tirmizi. Tefsir-ül Kur’ân, 24.)
• Bazen şiddetli bir “çıngırak” sesi ile vahyin geleceği haber verilir.
• Bazen “sadık rü’ya” ile gelir.
• Bazen vahiy meleği Cebrail insan sûretinde gelir.
• Bazen “Haber” doğrudan kalbe doğar.
• Bazen deve üzerinde iken gelir, deve bu ağırlığa dayanamaz, çöker. (Bknz. Taberi Tefsiri, c.6, s.106.)
Vahy, Ruh-ul Emîn adlı Cebrail’in insan ruhuyla bağ, bağlantı, ilişki (= iletişim) kurmasıdır. İnsandaki ruh, bu bağa, bu bağlantıya, bu ilişkiye (= bu iletişime) hazır veya müsait değilse = kirliyse; bu bağ, bu bağlantı, bu ilişki (= bu iletişim) kurulamaz.
Kirli ruhla, kirli bağlar, kirli bağlantılar, kirli ilişkiler kurulur; onlar, şeytanlarla iletişim kurar, onlara şeytanlar vahyeder.
Not : Ayrıntılı bilgi için bknz. https://islamansiklopedisi.org.tr/vahiy#1
Yorumlar
Yorum Gönder