SANCI, ACI, AĞRI

Sancı, vücudun her hangi bir yerinde hissedilen acı, sızı, ağrı. Doğum sancısı, doğumu haber veren sancıdır.

Her sancı, acı; her acı da sancı değildir; ama ağrı, bir sancıdır.

Diş ağrısı (= sancısı) gibi ağrılar (= sancılar), fizikseldir. Kadın (= anne) olmadığım için bilmiyorum, meselâ doğum sancısı, diş sancısı gibi midir?!. Ama şunu biliyorum : Düşünce de bi tür doğum sancısı gibidir, bu sancının sonunda oluşan konuşma veya yazma/yazı, doğan çocuğa benzetilebilir.

Düşünce sancısı çekmeyenler, etkili konuşamazlar ve etkili yazamazlar. Buradaki konuşma ve yazma, işe yarar konuşma ve yazma. Düşünme, aslında acılı, sancılı ve ağrılı bi şeydir. Gerçek/ten acı, sancı ve ağrı çekilmeden, veya sûnî acıyla konfor içinde, masa başında üretilen düşünceler, “düşük veya ölü doğumlardır.”!.

Neredeyse bütün düşünürler, elbette istisnâlar var, (buraya isim yazdım ve yeni bir tartışma açmamak için sildim), saraya yakın veya saray tarafından desteklenmiş düşünürlerdir; bu yüzden, bu düşünürlerin düşünce sancıları, sûnî/yapay, ciddî bir eleştiriden uzak ve taraflıdır.

‘Artık benim hayatımda’, düşünce sancısı çekilmeden yazılan yazıların ve söylenen sözlerin pek bir etkisi olmuyor. Buraya kolay gelmedim. Düşünce sancısı çekilerek yazılan/yazılmış yazıları, söylenen/söylenmiş sözleri nasıl biliyorum?!.

Çünkü, o yazılar ve sözler, benim çektiğim sancıları kısmen dindiriyor. Çünkü, konuşma ve yazma/yazı, bu sancıların sonucunda oluşan bir doğum, bir rahatlama. Sizde (de) en ufak bi sancı, bi acı, bi ağrı yoksa, hiçbir konuşma ve hiçbir yazı, size iyi gelmez; çünkü siz zaten “iyisiniz = bi yeriniz ağrımıyor, sızlamıyor.”!.

İyi yazı ve iyi konuşma, kişiyi rahatsız eder ve uykudan uyandırır.

Her hangi bi sancınız, bi acınız, bi ağrınız = bi derdiniz yoksa, uyumaya devam!. Uyumak isteyenler, uyandıranlara kızarlar.

Acısı, sızısı, ağrısı, sancısı olanlar da uyuyamazlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ