NEFSİ, RIZÂ'YA SATMAK.

Bu ifâde, Bakara Sûresi 207. âyette geçer. Âyet şöyle :

“Kimi insanlar da kendisini Allah’ın Rızâsını kazanmaya adar. Allah, kullarına karşı çok şefkatlidir.”

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ

Allah’ın Rızâsını kazanmaya adar, diye çevrilen metinمن يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ 

İştirâ, şerânın (شرى) iftiâl kalıbı; anlamı satın almak ve satmak. Kalıp, Kitâb’ta 25 yerde geçer.

Nefsi, Rızâ’ya satmak, kolay bir iş değil; bunun bi çook aşaması var. Nefisten önce satılması gereken bi çook şey var. Mal, zaman, emek, bilgi, sahip olunan her şey. Bunlara infâk deniyor.

"Mal, canın yongasıdır." diye bir tâbir (atasözü?!) var. Malını Rızâ kazanmak için veremeyen (= satamayan), canını (= nefsini) verebilir (satabilir) mi?!.

Mal, canın yongası ise, ve candan kopan yonga canı acıtırsa, azar azar bu acıya alışmamız gerekir. Canını acıtmayacak kadar azıcık (üç kuruş) mal (= para) verenler, nefislerini Rızâ’ya satamazlar. 

Kurban kesme, bundan da öte bişeydir. Hz. İbrâhim (a.s.), nefsini değil, oğlunu (İsmâil’i), Rızâ’ya adamıştı. Oğul, nefisten çook daha kıymetli/değerlidir.

...

Kimi de Allah’a verdiği sözü, -- ki o söz : Rabbim Sensin, sözüdür, -- ve Allah’ın âyetlerini az bir pahaya (= paraya, maaşa, semenen qalîlâ) satar. 

“Allah’ın ahdini, küçük bir çıkara (= semenen qalîlâ) değiştirmeyin. Şayet bilirseniz, Allah’ın yanındaki ödülünüz daha iyidir.”

وَلَا تَشْتَرُوا بِعَهْدِ اللّٰهِ ثَمَناً قَل۪يلاًۜ اِنَّمَا عِنْدَ اللّٰهِ هُوَ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

(16/95.)

“Allah’ın âyetlerini az bir bedel karşılığında satıp, insanları O’nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yaptıkları çok kötüdür!.”

اِشْتَرَوْا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ ثَمَناً قَل۪يلاً فَصَدُّوا عَنْ سَب۪يلِه۪ۜ اِنَّهُمْ سَٓاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

(9/9.)

“Kimileri de dünya hayatına karşılık âhiret hayatını satar, satın alır. Bundan dolayı onlardan azap hafifletilmeyecek ve onlara yardım da edilmeyecektir.”

اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ اشْتَرَوُا الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا بِالْاٰخِرَةِۘ فَلَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَ۟

(2/86.)

Bilen için, “En Değerli Olan”! satılmaz, aksine her şey O’na satılır. “En Değerli Olan’ı” bile, üç kuruşa (= semenen qalîlâya) satan bu nankör insanoğluna nasıl güvenelim?!.

“En Değerli Olan”!,  her şeyi = herkesi satın almaz; satın aldığının değerini de bilir.

Aah keşke, nefsimizi “En Değerli Olan’a” satabilsek, bizi de satın alsa!.

Ama bizler O’nun “satmayın”! dediklerini satarsak, O da bizi satın almaz = bizim yüzümüze bile bakmaz!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK