KARANLIK

Karanlık, ışığın yokluğu mu; yoksa ışığın bir engelle karşılaşması mı?!.

Işık yoksa, her yer karanlıktır. Karanlık, gece gibi, ışığın önüne bir engelin konulması veya gelmesi/girmesi, ışığın “bişeyle” örtülmesidir. (= küfr.)

Kâfir, “ışığı” (= hakikati); çiftçi, tohumu toprakla örtendir.

...

Işığın Kendisinde (= Kaynağında, Özünde), karanlık olamaz; karanlık bişeyden ışık çıkmaz. Karanlık, ışığı gizlemek = örtmektir. Işığın Kendisini (= Kaynağını, Özünü, Zâtını) kimse örtemez; sadece O’ndan gelen ışığı = ışınları, O’na işaret eden âyetleri, nurları örtme teşebbüsünde bulunabilir, örtebilir veya inkâr edebilir.

Hiç kimse Işığın Kendisini (= Zâtını, Kaynağını, Özünü) inkâr etmiyor, herkes ‘öyle ya da böyle’ bir Tanrı’ya (ilk varlığa veya maddeye)! inanıyor ama O’nu dinlemiyor, O’nun dinini/düzenini, yasalarını, hükümlerini tanımıyor. = O’na itaat etmiyor. 

Örtme, inkâr etme veya yok sayma değil; yok sayılan bişey örtülmez, gizlenmez. İnkâr, Var Olan’ın Varlığını değil, söylediklerini (= hükümlerini = emirlerini) tanımama, gizleme ve karanlıkta kalmadır. Var Olan, Varlığını = Kendini, Nûr’u (= hükümleri = emirleri) ile gösterir. Münkir ve kâfir, O’nun Varlığını değil, hükümlerini = emirlerini örter, inkâr eder; engeller ve insanlar karanlıkta kalsın (= yollarını şaşırsın) ister.

Örtme, gizlemedir. Gizleme, gizden türer. Giz, sırdır. Işığın Kendi mâhiyeti bize gizlidir ama ışığı alenîdir. Kâfir, ışığı örterek, Işığın Kendisini bizden gizler. Işığın Kendi mâhiyeti zaten bize gizli değil mi; bunda ne (sakınca) var?!, denilebilir. Şöyle bir sakınca var. Bu (durum), “karanlık üstüne karanlık”, katmerli karanlıktır. (Bknz. 24/40.)

Işığın Kendi mâhiyeti Kendinde = Kendi Zâtında aydınlıktır = Nûr’dur, ama O Nûr bize gizlidir (karanlıktır!); O’nun Işığı (= Nûr’u) ise bize zaten aydınlık; bu Işığı (= Nûru) örtmez ve inkâr etmezsek, Nûr üstene Nûr (= “Nûrun alâ Nûr” 24/35.) olur. Kâfir (= örten) ve münkir (= inkâr eden), bu ikinci Nûr’u (= Asıl Nûr’un Işığını) örterek ve inkâr ederek, O Nûr’un Aslını/Zâtını gizlerler, inkâr ederler.

Karanlığı (= örtücülerin/kâfirlerin örttüğü o örtüyü) delen nedir, bilir misin?!.

“en-necm-üs séqıb” = (O perdeleri/örtüleri tutuşturan) Parlak-Delici ve Yakıcı Yıldızdır. (86/3.)

Gece karanlığında insanlara yıldızlar yol ve yön gösterirler. (Bknz. 6/97. 16/16.)

Karanlığın içindeki “yıldızlara”! selâm olsun.

O ‘yıldızların kadrini-kıymetini’ bilmezsek, bize “fecr” doğmaz ve ömrümüz ziyan olur. Efendimize Nûr (= Kur’ân), Kadr Gecesinde inmiş/indirilmiştir.

"O gecede melekler ve Ruh, Rablerinin izni ile her bir işi selâmete çıkarmak için inerler." (Bknz. 95/1-5.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK