HİCRET. HİCRÎ YILBAŞI
Bugün hicrî yılbaşı. Hicretin, 1447. yıldönümü. Hicret iyi anlaşılmazsa, bir “rövanş” olarak kutlanılmaya başlanır; nitekim öyle bir trende girilmiş gibi gözüküyor.
Hicret, insanca yaşamın mümkün olmadığı bir yeri (= Mekke’yi) terk ederek, yaşanabilir bir yere (= Medine’ye) göç (= hicret) etmedir. Sadece tarihsel bir okuma ile hicret anlaşılamaz. Doğru okuma, tarihsel okumayı, güncel okumaya dönüştürmekle mümkün olur. Bu da, bugünün Mekke’sini ve Medine’sini bilmekten geçer. Bugün, içinde yaşadığımız şehirler, o günün Mekke’si mi Medine’si mi?!. Mekke’de yaşayanların bir Medine arayışı var mı?!. Medine’de yaşayanların Mekke’leri fethetme gibi bir düşünceleri ve dertleri var mı?!...
Aksi hâlde, hicret bugüne taşınıp anlaşılamaz; sadece “içi boş hamasî bir rövanşa ve boş bir tebrik ve eğlence mesajına” dönüşür.
Not : İçimizdeki kötülüklerden iyiliklere hicret edemezsek, dışarıda bi yerlere hicret etsek bile, o yerde yine rahat yüzü göremeyiz. Hicret, kötülerden ve kötülüklerden nefret; iyilere ve iyiliklere özlemdir. Bu duygu ve düşüncelerle dolduğumuz = donandığımız gün, bizim hicrî yılbaşımızdır ve bütün yılımız da hicretimizdir.
Yorumlar
Yorum Gönder