HAVA & HEVÂ

Arapçada da hava, hava (= هواء). Hevâ da benzer şekilde yazılır (= هوى). Üçüncü harfler (elif ve ya, med harfleridir) cümledeki konumlarına göre birbirlerinin yerini alabilirler; havadaki son harf hemze, yazıla da bilir, yazılmaya da bilir; hava :  هوا ve هوى  şeklinde de yazılabilir.

Hava, atmosferik bir gazdır; hevâ ise arzu veya tutkudur. 

Hava, “yukarıda”!, gökte; hevâ, içimizde, bizdedir.

Hava, alınır-verilir; buna nefes alıp-verme, denir; her nefes alış ve veriş, âdeta bir ölüş ve diriliştir, ve her nefes alış-verişte “hû” denir.

Kolay nefes alıp-veremeyenlere dünya dar gelir.

‘Bugün havamda değilim.’ sözü, mecazen psikolojim, modum, ma’neviyâtım iyi değil, demektir.

Havanın türlü hâlleri vardır : Bulutlu. Yağmurlu. Karlı. Boranlı. Güneşli. Kapalı. Açık, vs. İnsan, iç dünyasında da buna benzer hâller (= duygu durumları) yaşar.

‘Bugün hava çok güzel, bunaldım, hadi biraz dışarda yürüyelim de temiz hava alalım.’ dediğimizde, temiz havadan yararlanmak ve rahatlamak isteriz. Çok sevindiğimizdehavalarda uçar; böbürlendiğimizde hava atar, çaka satarız.

Havanın (= aldığımız nefesin) Sahibini (= Rabbini, İlâhını) tanımazsak, havamız değişir, hevâmıza dönüşür, boş/boşa yaşar, boşa nefes alış-veririz; ve ilâhımız hevâmız olur. Boşa nefes alıp-verme, amaçsız, gayesiz yaşama, gününü gün etme, sadece dünyayı ve dünyalığı düşünüp âhireti akıldan ve kalpten (= gönülden) çıkarmadır.

Her dâim, aldığı ve verdiği nefesin değerini bilerek, ve o nefesi Veren’e şükrederek yaşayanlara selâm olsun. 

Hava, her dâim alıp-verdiğimiz rıyh (= rüzgâr) ve ruhtur. Ruh ile rıyhın da harfleri ortaktır. = روح ريح /; ortadaki vav ve ya, hava ve hevâda olduğu gibi, med harfleridir, birbirlerinin yerine kullanılabilirler. Rabbimiz Allah bize her ân Ruhundan üflemekte, ve o ruhu geçici ve kalıcı olarak (yaşam, uyku ve ölümle) geri almaktadır; O, her ân bir iştedir. = “külle yevmin Hüve fî ş’en.” Gökte ve yerde olanlar (her şeylerini) O’ndan isterler. (55/29.) O’nun Nefesi ile = Hayatı ile = Hayy-ul Qayyûm’luğu ile, Nefes-i Rahmânî’si ile yaşıyoruz. O Nefes’ini (= nefesimizi) kesse, bir dakika bile yaşayamayız. 

O, temiz nefesi (= oksijeni) bize veriyor; biz onu kirleterek karbondioksite dönüştürüyoruz!.

Hepimizin ortak nefesi olan “havayı, havamızı”, hevâlarımızla kirlettik; temiz hava solumak için hevâlarımızı ilâh edinmeyi bırakmalı, Rabbin emrine teslim (= Müslim, Müslüman) olmalıyız.

Râyiha

Güzel koku. Yazılışı : رايحه . Ruh ve rıyhda ( =  ريح = rüzgârda) aynı kök : روح = RVH. Ortadaki ye ve vav, med; sondaki he, ek; ye, vava, vav, yeye dönüşebilir. Râyiha (= koku) hava ile, havada yayılır. 

Ruhumuz (içimize çektiğimiz nefes, rıyh, hava) kirlenince, nefesimiz kokar. Bize verilen = üflenen güzel ruhu (= râyihayı), günâhlarla kirletmememiz gerekiyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK