SAVAŞ ve TEKNOLOJİ
Savaş teknolojisi.
Eskiden savaşlar, kılıç, kalkan, oklar ve atlarla yapılırdı. Şimdi, uçaklar, füzeler, tanklar, ihalar ve sihalarla (= insansız hava araçları ile) yapılıyor.
Teknoloji gelişti; artık savaşlarda neredeyse insan kullanılmıyor ama insanlar ölüyor = öldürülüyor. Bu savaşlarda kitlesel bir şekilde ölen = öldürülen insanlar, savaşanlar değil, masumlar.
Teknoloji, tüm hayatımızı değiştirip dönüştürdüğü gibi savaş hukukunu (= ahlâkını) da değiştirip dönüştürdü.
Teknolojik kolaylık, teknolojik zorluğu da beraberinde getirdi. Savaşlardan, artık sadece savaşan taraflar değil herkes, ekonomik ve psikolojik olarak etkileniyor, zarar görüyor.
Umarım, bu durum, şu soruları sormamıza neden olur : Bu (kadar ileri) teknoloji bizim için (de) gerekli mi; bu teknoloji daha çok, kimin işine yarıyor; bizim de onlar gibi böyle bir teknolojik rekâbete (= yarışa) girmemiz, bu teknolojiye sahip olmamız doğru mu; bu işin sonu nereye varır; farzı muhal, bu yarışta onları geçtiğimizi anlarlarsa, 10.000 km uzaktan bizi de vururlar mı?!...
Bu, “bir çıkmaz sokak veya kör yarışsa, dövüşse”!; yatırımımızı teknolojiye (= teknoloji üreten insana = mühendislere) değil de, sorgulayan ve sorumluluk duyan insana = insanın ahlâkî eğitimine yapsak, bi umut ileride bi “kurtuluş” ihtimali mümkün olabilir mi?!.
Sanki, kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye atma noktasında birbirimizle kıyasıya yarışıyoruz, cezamızı (= ceza faturamızı) da burada kendi kendimize kesiyoruz. Ahlâksız (hukuksuz) yaşamların, ahlâksız (hukuksuz) savaşlarını yapıyor ve bunların ağır bedellerinin (= faturalarının) çook küçük bir kısmını da şimdiden ödüyoruz gibi.
Daha nükleer, biyolojik ve kimyasal silâhlar devrede değil ama gidişât da iyi değil. Sanki Tanrı’yı kıyamete (= armegeddona) zorluyoruz!.
Yorumlar
Yorum Gönder