KEYD

Sizler bu kelimeyi Elemtere’nin = Fil Sûresinin 2. âyetinden (elem yec’al keydehüm fî tadlîl) tanıyorsunuz; hile, tuzak demek; bu kelime, elemtere’den başka 34 yerde daha geçer. Düşmanların tuzağından/hilesinden söz edildiği gibi, şeytanın tuzağından/hilesinden de söz edilir ki, şeytan zaten düşmandır. İşin ilginç yanı, Kitâb’ta Allah’ın mekri, keydi/tuzağından da söz edilir; Allah’ın dinine, O’na inananlara keyd/tuzak kuranlara, kurmaya kalkanlara Allah da tuzak, plan kurar. (Mekri, tuzak/keyd diye anlamak da mümkün ama Allah’ın planı/tuzağı hayırlı tuzaktır; O, tuzak kuranların en hayırlısıdır.) (8/30.) Ben bu kısa yazıda mekrullah’tan değil şeytanın = düşmanların keydinden = plan, hile ve tuzaklarından söz edeceğim.

Başta şunu hatırlatayım : “inne keyd-eş şeytâni kâne d/zâifâ.” = şeytanın keydi = hilesi/tuzağı, planı zayıftır. (4/76.)

Kim/in için zayıftır.?

Güçlü insanlar için zayıftır.

O planı/oyunu, hileyi/tuzağı fark edebilen, bilebilen insanlar için zayıftır.

Bu planı/oyunu, hileyi/tuzağı kendinde = kendi nefsinde fark edemeyenler, bilemeyenler = kendinin kendine ettiği oyunu göremeyenler, başkalarının = başka şeytanların planlarını/oyunlarını, hilelerini/tuzaklarını fark edemez, bilemezler.

Kişi, kendinin kendine ettiği oyunu/tuzağı nasıl fark edebilir, nasıl bilebilir?

İstek ve arzularını yoklayarak. Onların büyük kısmı, hevâlardan = “hava/lı, içi boş ama dolu gibi görünen arzulardan” oluşur. Şöyle : Diyelim ki cebinizde ‘fazladan’ 1000 TL’niz var; karnınız da aç; evinizde yemek yiyip karnınızı duyurabilirsiniz; bi değişiklik olsun, bugün dışarda yiyeyim diyorsanız, 100 TL’ye ‘normal bir lokantada’ karnınızı doyurabilirsiniz ama ‘özel biyere’ gidip 1000 TL de verebilirsiniz. Yine biliyorsunuz ki, 1000 TL ile bir ay 50-60 öğün karın doyuranlar; aç yatıp aç kalkanlar var. İçinizdeki bir ses = arzu/istek, ‘bana ne bunlardan, onlar da çalışsın kazansın-yesin.’ diyebilir; başka bir ses = arzu/istek de ‘şu 1000 TL’nin 500 TL’sini ya da hepsini zor durumda olan, aç olan birine ver.’ diyebilir. İki ses de = iki istek de sizin sesiniz = isteğiniz. İkisi de masum görünüyor değil mi? Böyle düşünen bir insan, fifty fifty = %50-50; ilk isteğe meyil, %51-49’dan başlar 52-48...99-01 ve 100-000’a kadar çıkar; ikinci istek de tersi. İlk istek, içimizdeki şeytanın tuzağı = keydi = mekri = sesidir; ikinci istek, temiz fıtratımızın sesi. İlk istek, kendimizi, bugünü, yarını = yakın geleceği/mizi; ikinci istek, ötekini, uzak geleceği/mizi hedefler. İkinci istek, Rabbimizin isteğine de (Rabbimizin bizim için planladığı geleceğe de) uyar.

Biz Rabbimizin planından = dininden habersiz = bağımsız planlar kurmaya kalkarsak, İFLÂS ederiz.

“Fil ashabı” gibi. Gün gelir, ‘başımıza taş yağar.’

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET