YAKIN/LIK

Yakın/lık, iki şeyin arasındaki mekânsal ve zamansal mesafenin azlığı. İki şey birleşirse = bir olursa bu yakınlaşma = yakınlık, birleşmeye dönüşür.

İslâm’daki Tevhîd’de = Vahdet’de bu tür bir birlik = birleşme yoktur; İslâm’daki Tevhîd = Vahdet, İlâh’ın = Allah’ın birliğidir; O İlâh = Allah, yarattıkları şeylerle birliği = birleşmeyi = vahdeti = vahdet-i vücudu kabul etmez ama onların Kendi’ne yakınlaşmasını ister/kabul eder.

Birleşmeyi = ittihadı kabul eder ve o birleşmeyi de bir bütün olarak görürsek, bileşenle bi(r)leşilen arasındaki = iki şey arasındaki fark, ortadan kalkar. O’nda birleşen, O’nda yok olur. Bu durumu iki yönlü, hâşâ Allah’ın birleştiği ve Allah’ta birleşen olarak alırsak, 

Ya, Allah, birleşmeye ihtiyaç duyan eksik bir varlık olur; bu muhaldir ve şirktir.

Ya da, eksik varlıklar tamam olmak için Allah’la birleşmeyi isterler ama Allah eksik (Varlık) olmadığı = = Es-Samed olduğu için bu birleşmeyi kabul etmez ama onların yakınlığını kabul eder.

Eski Türkçede yakın olmanın, yakın’ın kökü yak-maktan. Esasında yakın olanlardan biri “yanar = yok olur”; bu yüzden K/kişi, yanma korkusundan araya “mesafe” koymak ister.

Birleşmeyi = ittihadı, vahdet-i vücudu “yanma = yok olma” olarak okursak, bunu icat edenler! yanmadan = yok olmadan, bu işin edebiyatını yapmış olurlar; çünkü yok olan = yanan biri, böyle şeyleri söyleyemez.

Yok olmak istemiyorsak, “yakınlıktaki mesafeyi” korumalı, birleşme = ittihat = vahdet-i vücud lafı etmemeliyiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET