AÇIKLAMA

Şeytanla ilgili yazımda net ifadeler kullanamamış olmalıyım ki tam anlaşılmamış, konunun özü muğlak/kapalı kalmış, o yüzden bu kısa açıklama zarurî oldu.

Şeytan bizim kötü yanımız, iyi yanımıza “secde etmeyen” tarafımız. Eğer dün de bugün de secde etseydi, bizler “iyi insanlar” olurduk; kötü yanlarını iyi yanlarına secde ettirenler, iyi insanlar ama maalesef bunların sayısı çook az. Buradaki secde, Rabbe secdedir, çünkü iyi insan, Rabbe secde eden insandır, yoksa Rabbin dışında ‘‘(salt) insana secde’ diye bişeyin olmadığına inanıyorum, öyle olsaydı, insan da bir ilâh olurdu. 

Kötü yanlarına secde eden = hayatlarında kötü yanları egemen olan insanlar, şeytan. “Melekler”! ise, insanın iyi yanlarına secde eden insanî melekeler = insanlar. İnsan bu melekelerini geliştirdikçe gücü = kanatları artar. “Hamd, gökleri ve yeri yaratan (fâtır/ortaya çıkaran) ve melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılan Allah’a mahsustur. O yaratmayı dileği gibi artırır. Onun her şeye gücü yeter.” (35/Fâtır, 1.)

İnsandaki yeteneklerin = melekelerin de sınırsız olduğunu düşünenlerdenim, yeter ki insan gücünü Rabbinden alsın. Meleklerin insana secdesini, insanın ilâhî yanına secde = Rabbe secde olarak almak ve okumak tevhîde çok daha uygun. Bu secdeyi etmeyen de insanın fücür = kötü = şeytanî yanı.

Bilmem anlatabildim mi. Bu konuda ben Arabî gibi düşünmüyorum. İsabetli isem ne âlâ; değilsem, af diliyorum, niyetimi Rabbim biliyor. İnsanlar bana mevcut paradigmayı/anlayışı sorguluyorsun, kendini ne zannediyorsun! diye kızacaklar, bunu da biliyorum ama vicdanım beni doğru bildiklerimi söylemeye zorluyor; tekrar söylüyorum, bu benim görüşüm/anlayışım, kimseye dikte etmiyorum, isteyen kabul eder, isteyen de beni “sapıklıkla”! suçlar, bunu da göze alıyorum.

En iyisini Rabbim bilir; benim bilgim nihâî bilgi değil.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET