İFTAR

İftar kelimesi, FTR (فطر) fiilinin if’âl babındandır. FTR’dan Fıtrat, Fıtr, İnfitar kelimeleri de türer. FTR (فطر) : Yarmak, o yarıktan öteye = önceden bilinmeyen biyere bakmak/geçmek. FTR (فطر)’ya yaratma (= ortaya çıkarma) anlamı da verilir. 

İftar, “açlıktan tokluğa o yarıktan bakış/geçiştir.” Açlık, neye aç olduğumuza bağlı olarak değişir; açlık çekmezsek iftarın bi anlamı olmaz. Tamahkârlık edip “birden yememeli, azar-azar ve sindirerek yemeliyiz”!. Tamahkârlık eder de birden, hızlı ve çok yersek, şişeriz, üzerimize bitkinlik çöker, farz namazı bile kılamayız ki teravihe sıra gelsin.

Sahurda/imsakta kendimizi tuttuğunuz gibi iftarda da tutalım ki oruç da bizi tutsun. Oruç = Sahur/İmsak + İftardır. Sahur, seher’in bozulmuş hâlidir; daha önce değindim, sihir/büyü/efsun ve suhur/suhr (akciğer ve kalp) da aynı kökten. İmsak, MSK (مسك)’den; Mesk, tutuş/tutma/kavrama; Misk, güzel koku. 

Sahurumuzu hangi “efsunla efsunlamış/tutmuşsak”, iftarımızda tuttuğunuz o “efsun”, kendine bir “yarık/yol bulur” ve bizi “yeni dünyalara uçurur” = ruhumuzu doyurur.

Sahuru/imsağı sırf ağzı/boğazı tutmak, mideye bişey koymamak olarak görenler, iftarı da mideye giden ‘boğaz yarığı/yolu’ olarak görürler. Bunların orucu, günlük öğünü ikiye indirmekten ibarettir.

...

Ruhu ne doyurur?

İlim, irfan, hikmet, en önemlisi de salih amel. Salih amelin öğrettiğini hiçbir kitap ve hoca öğretemez. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET