KEMÂL

Olgunluk = mükemmellik olarak bilinen kemâl, kolay tarife gelmeyen bir kelimedir. 

Kemâl sürecinden geçmeyen, kemâli bilemez.

Kemâl, hayata ve meselelere ucu açık ve 360°’lik bir bakışla/açıyla bakabilmektir.

Bu bakış açısının, 1, 2, 5, 10, 45, 60, 90, 180°’lerden 360’a gelmesi için epey bir zamanın geçmesi, epey bir deneyimin yaşanması gerekir.

Buna “açı” dersek, 180°’deki bir adam; 120’deki, 100’deki, 80’deki, 90’daki, 10’daki, 5’deki adamın hayata ve meselelere bakışını çok rahat anlayabilir; 360°’deki de, tüm alt derecede olanların. 360’dan daha geniş bir açıyı ben bilmiyorum. Açı 360 ile sınırlansa da, “çap” sınırlanamaz; çap, sonsuza gider. Açı, iki çapın (!) arasındaki genişlik ya da darlığı verirken; çap, önü/yönü/istikameti gösterir. Açı daraldıkça çapta tekliğe yaklaşılır; çap genişledikçe açı genişler, ikilik (ve çokluk) ortadan artar ama açıda 180’e varınca tek çapa, 360’a varınca ‘hiç çapa’! ulaşılır, ufuk açıksa da = herhangi bir sınırlama yoksa da çap tamamen ortadan kalkar, her yer ve yön “kıble” olur; Kâbe’nin içine girince her yer ve yönün kıble olması gibi.

Kâbe’ye varıncaya kadar “yön/kıble” değişmez ama Kâbe’nin içinde “yön/kıble” ortadan kalkar!.

Kemâl, Kâbe’nin içindedir; artık Kâbe kalptir. Kâbe’nin içine giren, kendi kalbini = vicdanını ve insanların vicdanını = kalbini kazanmaya çalışır; Allah’ın Rızasını oralarda arar. Kâbe’nin dışında, yönünü kıbleye döndürmeyenler, akılla uyarılır; Kâbe’de/Kâbe’nin içinde kimseye yönünü niye o tarafa döndün denmez, artık akıl devrede değildir; kişi ne yöne/tarafa dönerse dönsün ona “deli” denmez ve uyarılmaz!.

Dışardan bakınca, Kâbe’ye yönelenler 360°’lik açı ile Kâbe’ye yönelirler ama Kâbe’nin içinde yön, “herkese, her şeye” döner, kıble kaybolur!.

Kâbe’ye giren, kemâl bulur. Tavaf (Kâbe’nin etrafında canhıraş dönüş), Kâbe’ye girme çabasıdır ama o kadar insandan çoook azı “Kâbe’nin içine” girebilir, kemâle erebilir!.

İnsan-ı kâmil olmak zordur. Bu, sadece Rasüllere, özellikle de Efendimize nasip olmuştur; O, mekârim-el ahlâkı = mükemmel ahlâkı tamamlamak = (innemâ buistü li ütemmime mekârim-el ahlâk), insan-ı kâmil olmak için gönderilmiştir; ahlâkta röper/kıble ve örnek = üsve-i hasene O’dur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET