AĞAÇLA HASBİHAL

Bugün parkta fazla yürümedim, oturdum bir ağacın gölgesine o ağaçla hasbihal ettim; o konuştu ben dinledim. Epeyden beri kimseyi bu kadar uzun süre dinlememiştim.

(Cansız varlıkları konuşturmaya edebiyatta fabl mı deniyordu; yoksa ben mi delirdim de kendi kendime bir ağaçla konuştuğumu söylüyorum?!.)

Bu ağacın gölgesine ilk oturuşum değil; daha önce de gölgesini bana verdi, bedavaya, beş kuruş para almadı. Bu devirde kim kime bedavaya bişey veriyor. Ben ona ne verdim? Hiçbişey. Dikmedim, sulamadım, toprağını çapalamadım, budamadım, çocuklar (= insanlar) onu, meyvesi için taşlarken onlara engel olmadım....

...

- Sana meyve vermek için uğraşıyorum, dedi.

- Bana mı? 

- Senin gibi insanlara.

- Bunun için her yıl çalışıyorum. Kışın soğuğunu, yazın sıcağını çekiyorum, topraktan su ve mineral emiyorum, güneşin ışığını-ısısını alıyorum; kışın ölüyorum = dinleniyorum, baharda/yazda tekrar canlanıyorum.

- Bu işi nasıl yapıyorsun? Kaç tane meyve vereceğini nasıl biliyorsun? 

- Şu gördüğün tomurcuklarım önce çiçek açacak, sonra onlardan yapraklarımı, sonra da meyvelerimi yapacağım.

- Bibakabilir miyim?

- Tabiî ki. Her bir dalımda senin sayamayacağım kadar yaprağım oluşacak; o yaprakların arasından meyvem (ürünüm) çıkacak. Gördüğün bu şekil, bizim cinsimizin şekli; bizim cinsimizden benim gibi daha ne kadar çoook ağaç var; başka cinslerden de var. Her birimizin şekli, rengi, kokusu, verdiği meyvenin tadı farklı...

- Bu kadar işi yapabilmek için çook akıllı olmak lâzım; ben kendimi akıllı sanıyorum ama itiraf edeyim ben bile bu kadar işi, bu kadar güzel yapamam. Sen nasıl yapıyorsun?

- Ben, kendimi beni Yaratan’a tam teslim ediyorum. Sen, bütün bu işleri benim yaptığımı görüyorsun ama aslında yapan ben değilim.

- Bütün bunları gerçekten bizim için mi yapıyorsun?

- Tabiî ki de.

- Ama neden?

- Rabbim öyle istiyor. Siz/ler (= sen) Rabbinizin istediğini yapmıyor musun/uz yoksa?!.

- Yoo. Bişey yapmam/ız mı gerekiyor?

- Sustu; galiba ağaç bana küstü!.

Artık seninle konuşmuyorum. Sen Rabbini bile dinlemiyorsun, beni dinler misin ki!... demek istedi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET