METÂ'
Kitâb’ta türevleri ile birlikte 70 yerde geçer. Kelimenin, faydalanma, yararlanma, geçimlik, azıcık nimet, geçici zevk anlamları vardır. Dünya hayatı kastedildiğinde, kalîl (az) ve gurûr sıfatı ile kullanılır. = “metâun kalîlün” “ve mel hayat-id dünya illâ metâül gurûr.” Fiil hâli temetteâ; geçici eğlenme, kısa süreli zevklenme. Bu, kelimenin dînî kullanımı; bir de sosyolojik kullanımı var. Ben, Walter Benjamin’in kullanımını severim. O, maddî olsun ma’nevî olsun, alınıp-satılabilen her şeye metâ der. Bugün, kültür ürünleri de (= kitap, dergi, kaset, film, vb.); dînî ürünler de (= tesbih, takke, cübbe, cüz, parayla yasin, cüz ve hatim okuma, umre-hac ticareti, vb.), kadın (ve erkek) bedeni de, hatta ruhu da (kölelik nedir, sizce?!) birer metâya dönüşmüştür = alınıp-satılmakta, ticareti yapılmaktadır. Bu işleri yapanlara (= özellikle ahlâkın ve dinin sırtından ticaret yapanlara) Kitâb, “külû ve temettaû kalîlâ, inneküm mücrimûn.” = Biraz yiyin-için (bakalım, sanki zıkkımlanın der, g