SIÇRAMA

Sıçrama : İleriye, daha çok da yukarıya doğru atlama, yukarılarda biyerlerde tutunma veya bu işi (sıçrama işini) sürekli yapma. 

Kierkeagard, ‘Korku ve Titreme’ adlı kitabında Hz. İbrâhim’in imanını (oğlunu kurban etmesini) bir “sıçrama” olarak tanımlar; daha doğrusu ona göre iman, insanla Tanrı arasındaki boşluğun sıçrayarak doldurulmasıdır.

Sanki, ilimden (akıldan) imana da (kalbe de) böyle bir sıçrama yapılıyormuş gibi!.

Ama biz Müslümanlar, bu sıçramayı, ilme ve imana doğru değil de mala-mülke ve makama doğru yapıyoruz. 

Uzuun yıllar (1923’ten 2002’ye kadar) ilmen, mâlen ve makâmen büyük “yoksulluklar” yaşamış bu insanlar, 2002’den sonra ilmen olmasa da mâlen ve makâmen büyük sıçramalar (atlamalar) yaşadılar ve yükseldiler. 

Bu yükseklik, onların çoğunun başını döndürdü; çook azının da midesini bulandırdı. Midesi bulananlar, ilmî ve ahlâkî (imânî) alana yöneldiler; başı dönenlerin aklını, konfor/lüks ve gösteriş (akıllarını) başlarından aldı, küstahlaştılar.

Sizler, benim gördüğümü görmüyor musunuz; ben mi yanlış görüyorum?!.

Göz mütehassısına gideyim mi?!. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET