ÖMÜR ve OYUN

Ömür (= hayat), bize verilmiş zamandır; somutlarsak, (belki) para gibidir. Parayı biz kazanırız! (ya da çalarız) ama zaman bize verilir. Kazandığımız parayı istediğimiz gibi harcayabiliriz!; bu, zamanda da mümkün müdür?!.

“Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” (Tirmizî, Kıyamet 1)

Zaman, herkese aynı “miktarda”! (zamanda miktar varsa, o da ölçülebilir) verilmiyor ve herkeste aynı şekilde çalışmıyor, işlemiyor; kiminde çok yavaş, kiminde hızlı işliyor (= geçmek bilmiyor veya çok çabuk geçiyor); bu (= yavaşlık ve hızlılık), kişiye özel, kişinin meşgul olduğu işlere, şeylere bağlı. Oyunda da zaman çabuk geçiyor, sanki biz hiç farkında olmadan akıp-gidiyor.

Dışsal zamanı saat, dakika ve saniye ile ölçüyoruz; içsel zaman ise, kalp atışlarımızdadır, kalbimizdedir; kalbimiz neyle meşgul ise, zamanımız ona tabi olarak akar-geçer. Tik-tak, tik-tak, tik-tak, ... içimizdeki saatimiz kalbimiz durursa, ölürüz ve bize verilen zaman sona erer. Kalbimiz, “kesintisiz zamanı” (= ebedî zamanı) düşünür ve O/onun için atarsa, zamanımız da ebedîleşir.

Zaman ve zaman felsefesi üzerine biçook düşünür (Martin Heiddeger, Andrian Bardon, Milay Köktürk, vb.) çalışmıştır ama beni en çook etkileyen Michael Ende’nin Momo adlı masal-romanıdır.

Ecel (= ömür), herkese verilmiş zamandır. Kişinin bu zamanı nasıl değerlendirileceğine (değerlendirdiğine) bakılacak ve önüne kesin hesap cetveli konulacaktır.

Zamanı (= hayatı) bize veren Rabbimiz, bizim kazancımız olan para ile bile, kumar (= oyun) oynamayı yasaklamışken; bizim kazanmadığımız zamanla (= ömürle = hayatla) kumar oynamaya müsaade eder mi; insan, bu zaman bana yetmiyor, daha fazlasını kazanmak istiyorum demek için mi, daha çok zaman kazanmak için mi hayatı üzerine kumar (= oyun) oynar?!.

Bu ne cüret?!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET