BİRLİK ve BÜYÜKLÜK

Buradaki bir, sayısal bir (1) değil, bütünlük, yekpârelik (= Samed); sayısal olsa, birlik olmaz. (birler toplanınca =bir araya gelince birlik olmaz). Birlik ise, bir olma hâli. Bu, sayısal bir birlik olsa; büyüklüğü izah edemeyiz. 2, 3, 4, ... 1’den büyüktür. Birlikteki bir, sayısal olsa, ikilik, üçlük,  ..., birlikten büyük olur.

Aynı veya benzer anlamına gelen bir. Şu gördüğün iki araba da aynı = bir = benzer ama iki araba da ayrı. Onlara niye bir  ve benzer diyoruz?!. Ortak yanları (modelleri, renkleri, km’leri vb.) çook olduğu için ayırmıyor, tümelliyoruz. Mantıkta, cins ve tür de buna benzer şekilde; genelleme, tümelleme ve soyutlama ile oluşur.

Buradaki birlik, beraberlik de değil.

Büyüklükteki büyük de, niceliksel (= coğrafî/mekansal, zamansal/yaş ve sayısal) değil; nitelikseldir; beyazlık gibi. Süt beyazdır, kar beyazdır; ama sütteki beyazlık kardaki beyazlıkla aynı değildir. Beyazlık, süte ve kara (ve bi çoook şeye) ilişmiştir.

Coğrafî/mekansal büyüklükte de Rusya, Türkiye’den, sizin ev benim evden büyüktür, deriz. Zamansal büyüklük ise, yaşa (erken doğuma) tekabül eder. Baba, çocuğundan büyüktür. Sayısal büyüklük yukarıda geçti. 

Şimdii....

Allah Bir’dir (= Allah-u Ehad) ve Büyük’tür (Ekber) dediğimizde ne demiş oluyoruz?!. Allah’ın Bir’liği = Bir olması, ya Ehad ya da El-Vâhid (Vâhid değil) kelimeleri ile karşılanır. (Bknz. 40/16. 39/4. 38/65. 37/4. 14/48. 13/16.12/39.) 37/4 hariç, hepsi de El-Kahhâr İsmi Şerif'i ile birlikte gelir. Tek başına (= el takısız) vâhid, sayısal birdir ve çoğulu vardır : vuhdân. Ehad de birdir, Allah için kullanılmadığında onun da çoğulu yapılır : İhdâ veya Éhad.

Büyüklükte ise, Allah için kebîr’in ism-i tefdili olan Ekber kullanılır; Ekber, Kibriyâ’dan çook daha büyüktür ama bu büyüklük de yukarıda söylediğimiz gibi niceliksel değil, nitelikseldir. Niceliksel olsa, en azından burada = bu boyutta O Büyük varken, başkalarına yer olmaz; her yeri O kaplar.

O zaman bu birlik ve büyüklük nasıl bir birlik ve büyüklüktür?!. Bir ve Tek (= ‘Biricik’!) Olan’ın Kendisine = sadece O’na (başka birine değil) saygı duyulan, hürmet edilen, hayran olunan bir birlik ve büyüklüktür.

O, hem Bir, hem de en Büyük’tür.

O varken, herkes ve her şey küçük. (Herkes ve her şey, birliği değil, çokluğu ifâde eden kelimelerdir.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET