İRADE ve EYLEM

İstekler ve davranışlar...

Yürüyüşe çıkmak istiyorum ama çıkamıyorum (çıkmıyorum). Namaz kılmak istiyorum ama kılmıyorum (kılamıyorum). Kitap okumak istiyorum ama okumuyorum (okuyamıyorum)...

Tek ve güçsüz bir istek, davranış için yeterli olmayabilir.

İsteklerimizi güçlendirmemiz ve çeşitlendirmemiz lâzım. İsteklerimizi çeşitlendirme, isteklerin birbirini desteklemesine yol açmalı; bu, aynı zamanda isteklerimizi güçlendirmeye de yol açar.

Sözgelimi yürüme isteği bende nasıl oluşur?!.

Zayıf veya güçlü bir ihtiyaçtan.

İhtiyacım zayıfsa, yürüme isteğim de zayıftır, vs...

Sanırım, iman-amel ilişkisi de böyledir.

İmanım zayıfsa, eylemim de zayıf olur ya da hiç olmaz; güçlü ise, güçlü olur...

İman, iradeyi (isteği) besler = güçlendirir. İman güçlü ise, irade de güçlüdür; zayıfsa zayıftır.

Herkes, bişey ister...

Kimi, cenneti; kimi cehennemi.

Aklı başında olan hiç kimse, isteği dışında bişey yapmaz, yapmamalı!.

Aklını başkalarına kiralamışsa, başkalarının istediği gibi hareket eder (= başkalarının istediğini yapar). 

Akıl, kişinin ne istediğini = isteğini belirler. Hevâ, (çok) zayıf akıldır. 

Aklını, Rabbinin isteğine göre konumlandıranlar (= aklı çook güçlü olanlar), bu imtihan dünyasını başarı ile tamamlarlar ve her istediklerine kavuşurlar. “Onlar için orada canlarının çektiği, gözlerinin hoşlandığı her şey hazırdır...” (43/71. 21/102. 52/22. 77/42.) Cehennemi isteyenler için de “benzer bir durum”! söz konusudur; onlar, burada yaptıkları ile ateşi istemektedirler.

Herkes, er ya da geç isteğine (istediğine) kavuşacaktır.

Biraz akıl, biraz sabır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET