DİL(İM)İN DÜZENİ
Aslında dilin düzeni, düşüncenin (= beynin çalışma) düzenidir.
Benim yaptığım gibi, düşüncede daldan dala atlamak, bazılarına bir düzensizlik; bazılarına çok bilmişlik gibi görünebilir.
Düzen, farklı “yapıların” uyumudur; aynı “yapılar”, düzenli imiş gibi görünse de tek düzedir = tek tiptir. Düşüncede tek düzelik = tek tiplik, zenginlik değil, sığlıktır.
...
Zipf yasasını duymuşsunuzdur. Ünlü dilbilimci (= dil filozofu, filoloğu) George Zipf’e ait. Kısaca, bir konuşmadaki veya yazıdaki/metindeki toplam kelimeler sayılıyor; bu kelimelerin kullanım sıklığı, belli/ölçülebilir bir desen (= oranlı istatiksel bir yapı) oluşturuyor/muş!.
Bu neyi gösterir?!.
Dilin ve düşüncenin düzenini.
(Bence bu yasa, bir de Kur'ân üzerinde uygulanmalı = test edilmeli. Ben bunu kabaca bir kez denedim ama işin içinden çıkamadım; güçlü bir bilgisayar (bilgisi) gerekiyor. Mu’cem-ül Müfehres’te, Kur'ân’daki kelimeler ve kaç kez geçtikleri sayılmış, ama onları sıraya dizmek aralarındaki “orantısal deseni” bulmak = belirlemek zor.)
Bu parantezden sonra, benim daldan dala (= konudan konuya) atlamam ve konular arasında “anlamlı bir desen” oluşturamamam, benim “düşüncemin ve dilimin düzensizliğinden”!.
İtiraf edeyim, ben de bunun farkındayım; tüm çabam, düşüncemde ve kullandığım dilde belirli bir düzen (= din?!) arayışı. Böyle bir düzenin (= dinin), sadece Kur'ân’da olduğuna inandığımdan, Kur'ân’dan başka herhangi bir kitabı okuduğumda, illaki Kur'ân’a başvuruyorum, düşüncelerimi Onunla test ediyorum.
Bu teste ne kadar başarılı olduğumdan da emin değilim.
Not : Bu yazı, “meraklılarına ve beni düzensizlikle” suçlayanlara.
Yorumlar
Yorum Gönder