HIRSIZ-LIK

Hırsızlık : Sirkat. Hırsız, sériq (= سارق); birinin malını çalan. 

Hırsızlık eden erkeğin ve kadının eli “kesilir”!. = “feqteû eydiyehümâ.” (5/38.) Buradaki kesme : fiilen ve mecâzen = zâhiren ve bâtınen. Bu âyeti, zâhirî fakihler, zâhirî (= fiilî) bir şekilde; bâtınîler, bâtınî (= mecâzî) bir şekilde  anlarlar, iki anlama da doğrudur. Bu “doğruluğu”, ülkenin (= toplumun) içinde bulunduğu ekonomik şartlar belirler.

Toplumda (= ülkede) “gelir adâletsizliği = eşitsizliği” varsa ve insanlar açsa = aç bırakılıyorlarsa, bu “kesme” mecâzîdir, ve gelir dağılımını düzeltme anlamına gelir. Gelir dağılımı âdilse, ve ülkede işsizlik yoksa, insanlar keyfen çalıyorlarsa, bu “kesme” fiilîdir.

...

Mülk Allah’ınsa, ki öyledir, Allah’ın mülkünü keyfe keder kullanmak da hırsızlık değil midir?!.

Hem hırsızlık hem değil.

O’nun mülkünü O’nun isteği dışında kullanmak, hırsızlık; O’nun mülkünü O’nun isteği doğrultusunda kullanmak, hırsızlık değil.

...

Ya kamu malını haksız yere kullanmak, çalıp-çırpmak; kamu hizmeti yaparken rüşvet almak ve vermek?!. Kamu malı, “Salih’in devesi” gibidir; o deve, Allah’ın arzından ihtiyacı kadar yer-içer (deve, bizim gibi hırslı değildir); onun yemeğini ve suyunu kimse kesemez. (Bknz. 11/64.) Allah’ın mülküne “hırsla = ihtirasla” dört elle sarılanlar, “Salih’in devesi”den çok daha aptaldırlar; bunlar, burada Allah’ın mülkünü develerin su içisi/içmesi gibi içerler. Bu tasvir, Vâkıa Sûresi 50 ila 56. âyetlerde ötede/öte dünyada, kâfirlerin durumunu tasvir için kullanılır.

Burada helâli-haramı gözetmeden, hırsla, açgözlülükle, rüşvetle, iltimasla (yolsuzlukla) haksız kazanç peşinden koşanların ötedeki “ziyafetleri”! zakkum ve kaynar sudur. Onlar, karınlarını zakkumla dolduracaklar, kaynar (ve irinli) suyu, (Ayrıca bknz. 78/25) develerin içişi gibi içecekler!.

Belli birinin malını çalınca, onunla helâlleşme imkânı var; ama kamu malı çalınınca, hangi biriyle helâlleşilecek?!.

Ekmek ve baklava çalanın “elini kesenler”; kamu malını çalanların ellerini niye kesmiyorlar?!. Kamu malını çalanların ekmeğe ve baklavaya mı ihtiyacı var?!.

“Küçük hırsızları asıp yok ederler. (veya ellerini keserler.) Büyükleri ise, çok ilerlemiş; ülkeyi ve sarayı yönetiyorlar.” Johann Wolfgang von Goethe.