EV-VEL

Ev : Yuva. Barınak. Sığınak. Mesken = Sükûn bulunan yer.

Dünyadaki ilk ev, Kâbe.  O Ev : Beyt-i Atîk. (22/29 ve 33.) Beyt-i Ma’mur. (55/4.) 

İnsanlar için yeryüzünde ilk kurulan Ev.(3/96.) = اِنَّ اَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ 

İnsanların güvenli bir şekilde toplandığı mekân. (2/125.)  = الْبَيْتَ مَثَابَةً لِلنَّاسِ وَاَمْناًۜ 

O Ev’de (= Beyt’te), İbrâhim’in makamı ve apaçık âyetler (= işaretler, semboller) var. (3/97.)  = ف۪يهِ اٰيَاتٌ بَيِّنَاتٌ مَقَامُ اِبْرٰه۪يمَۚ

O Ev'in Rabbi, Allah. = “Rabbe hâz-el Beyt. (106/3.) = رَبَّ هٰذَا الْبَيْتِۙ

Bu yüzden bu Ev'e, Beytullah = Allah’ın Evi de deniyor.

Ama Allah, bu Ev’de yaşamıyor!.

Bütün mescidler (câmiiler) bu Ev’in şûbesi.

Rabbe secde eden herkes, yüzünü bu Ev’e dönmek zorunda.

Bu Ev, dünyanın merkezi. 

Bir çember veya daire (= dünya) düşünün. Bu çemberin veya dairenin (dünyanın) çevresindeki (içindeki) uzak-yakın herkesin yüzü, merkeze (= bu Ev’e, Kâbe’ye) doğru saf tutmuş vaziyette!...

Herkes, ilk olarak (cennetten) bu Ev’e indi; yine bu Ev’den (cennete) yükselecek inşallah.

Bu dünyada herkesin evveli Bu Ev, âhiri (= sonu) Bu Ev. Yüzünü Bu Ev’e dönmeyenler = Bu Ev’e sırtını dönenler, bi daha cennet yüzü göremeyecek/ler!.

Mescidlerimiz (câmîlerimiz) gibi!, evlerimizi de Bu Ev’in bir şûbesi yapalım.

Mescidlerimizde (câmîlerimizde) resmî denetim ve kontrol var; ama evlerimiz bizim; evlerimizi çook daha kolay bir şekilde Bu Ev’in bir şûbesi yapabiliriz.

Firavun'un zulmünün doruğa çıktığı bir zamanda Rabbimiz Mûsâ ve Hârun’a şöyle vahyetmişti : “Halkınız için Mısır’da evler hazırlayın. Evlerinizi kıble yapın ve (oralarda) salâtı ikâme edin. Mü’minleri müjdele.” (10/87.)

وَاَوْحَيْنَٓا اِلٰى مُوسٰى وَاَخ۪يهِ اَنْ تَبَوَّاٰ لِقَوْمِكُمَا بِمِصْرَ بُيُوتاً وَاجْعَلُوا بُيُوتَكُمْ قِبْلَةً وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ

Bugün zulm/zulüm, sadece Mısır’da değil, her yerde. Mü’minlerin müjdelenmesi için, her yerin (= her evin) “hazırlık ve kıyâm merkezi” (ikâmetgâh) olması, evlerimizin (fikrî/zihnî) işgalden (televizyondan, internetten) korunması, güvenli tutulması = birer “mescid hâline” getirilmesi gerekiyor.

Ev-vel’imize (= ilk Ev’imize = cennetimize) kazasız-belâsız, sağ-salim dönebilmemiz için bu şart.

“Allah’ın Nûru, O’nun İsminin yüceltilmesine ve öğütlerinin dinlenmesine izin verdiği evlerdedir. Onlar orada sabah akşam O’nu tesbih ederler.” (24/36.)

ف۪ي بُيُوتٍ اَذِنَ اللّٰهُ اَنْ تُرْفَعَ وَيُذْكَرَ ف۪يهَا اسْمُهُۙ يُسَبِّحُ لَهُ ف۪يهَا بِالْغُدُوِّ وَالْاٰصَالِۙ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ