SÖYLEM/E
Söylem/e, eyleme dönüşmeli ki, söylenen, dinlenebilsin. = söyleme, dinleme olabilsin.
Esas olan, söyleyenin, söylediğini yapması ve dinleyenlere örnek olması; âlim budur. Âlim, söylediğini yapmazsa, söz enflasyonu oluşur. Bugün, söz enflasyonu, ekonomik enflasyondan daha yüksek; ağzı olan konuşuyor; konuşmalar, havada uçuşuyor.
Söylem/e sağlam olmayınca, dinleme de sağlam olmuyor.
Dinleyenler (= işitenler), söylenene ve söyleme göre dört gruba ayrılıyor :
1. İşiten ve itaat edenler : سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا
(5/7. 24/51)
2. İşiten ve isyan edenler : سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا
(4/46.)
3. İşittik deyip gerçekte işitmeyenler :
وَلَا تَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ قَالُوا سَمِعْنَا وَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ
(8/21.)
4. Ötede işitecek olanlar : وَلَوْ تَرٰٓى اِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُوا رُؤُ۫سِهِمْ عِنْدَ رَبِّهِمْۜ رَبَّـنَٓا اَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَـالِحاً اِنَّا مُوقِنُونَ
(32/12.)
Gerçekten işitenler, ilk grup. Selâm olsun onlara. Onlar olmasa, söz söylenmez ve sözün hiçbir değeri olmaz.
2, 3 ve 4’tekiler, kaybedenler. Bunlar, kayıplarını ötede anlayacaklar ve : N’olur Ya Rabbî bizi bi daha gönder de sözün gereğini yerine getirelim = sâlih ameller işleyelim = نَعْمَلْ صَـالِحاً, diye yalvaracaklar.
Ama nâfile.
Sözün değerini bilenlere ve gereğini yerine getirenlere selâm olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder