UMUT veya ÜMİT
İnsanı diri tutan, umuttur. Umut, beklentidir, pozitif duygudur; dindeki karşılığı da recâdır. = رجاء; zıttı, havf = خوف veya kunûd = قنوط ; öbür kunût (= قنوت) ile karıştırmayın; bu t ile yazılan kunût (= قنوت), itâat demek; havf ve recâ ise, korku ve ümit.
Ernst Block’un her bir cildi 800 küsür sayfayı aşan iki ciltlik 1600 küsür sayfalık baş yapıtı ‘Umut İlkesi’ni dikkatli bir şekilde okudum. Yazar, kitapta antik ve modern çağın düşünce akımlarında (= felsefe, bilim ve ideolojilerde) ve doğu-batı dinlerindeki umudu incelemiş; İslâm dinine çok az yer vermiş ve bu dini doğru anlamadığı için, yanlış çıkarımlarda bulunmuş...
Bu yazı, İslâm dinini doğru anlayan Müslümanların umuduna (= beklentisine) değinecek.
Müslümanların umudu aslâ sönmez; sönmeyen bu umut, onları her dâim motive eder. Onların umutları, burada “gerçek olmazsa = gerçekleşmese” bile öte dünyada gerçek olur, gerçekleşir. Başka hiç bir ideoloji (= düşünce sistemi) ve din, umudu bu şekilde canlı veya diri tutarak “uzun vadeye”! yayamaz. Bu yüzden, âhirete inanan hiçbir (gerçek) Müslüman, karamsar olmaz = olamaz; yaşanan olumsuzluklar onu yıkmaz = yıkamaz ve yolundan (= davasından) döndüremez. Müslüman, tüm umutların (= ümitlerin, beklentilerin) tükendiğini “zannettiği” ölüm veya yıkım ânında bile, bu umut ona göz kırpar; çünkü onun için dünyevî ölüm veya yıkım, son veya bitiş değildir; “film”!, henüz bitmemiştir.
“De ki : Ey kendilerine insafsızlık eden (günahta haddi aştığını düşünen) kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah, suçların hepsini bağışlar. O, çok bağışlayıcıdır, rahmeti kesintisizdir.” (39/53.)
Bu âyet, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Müslümanların bireysel ve toplumsal günahta (= haksızlıkta, zulmde) haddi aşmasını engeller ve “geri dönüş ve düzeliş” ümidini canlı veya diri tutar.
Müslüman, son nefesine kadar günaha batsa, ve son nefesinde “nasuh tövbesi” etse, kurtulabilir. Son nefeste bile ümit vardır. Böyle bir din, dindarını karamsarlığa itebilir mi?!.
Haâ bu, şu demek değil : Son nefesine kadar günah işle; son nefesini bekle!. Son nefesin ne zaman verileceği belli değil. Bu yüzden, bir ân evvel dön, tövbe et ve kendine gel!.
Umut yoksa = tüm ümitler tükenmişse, hayat cehenneme dönmüştür. Sadece cehenneme girenler için umut yoktur = tüm umutlar tükenmiştir. Burası cehennem olmadığına göre, 'kaybettiğimizi sandığımız umut' bize hâlâ göz kırpmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder