AKIL, BİLGİ ve İRADE

Akıl/zihin/beyin, bir depo; bilgi de akılda depolanacak (soyut) mal değildir.

Akıl, bilgi ile dolmaz; bilgi, akıldaki = zihindeki = beyindeki nöronları birbirine bağlar, birleştirir; irade de bu bağ(lantı)ları ateşler = aklı (insanı) yücelere, ötelere taşır.

Mal gibi bilgi de irade ile elde edilir. Kimi, bilgi ve iradesini para (mal, makam, statü vb.) elde etmek için; kimi de ilim ve hikmet elde etmek için kullanır. İradesini bilgi = ilim ve hikmet için kullanmayan, kazandığı parayı (malı, makamı, statüyü vb.) nasıl ve nerede kullanacağını da bilemez; bildiğini zanneder/sanır ama yanlış ve keyfince kullanır.

Bilgiye ve iradeye yön veren, onlara değer katan, bilginin kullanım amacıdır, ne için ve kimin için kullanıldığıdır.

Her hangi bir meslek (hocalık, doktorluk, çöpçülük vb.), para kazanmak için de insanlara hizmet (bilgi, sağlık, temizlik vb.) sunmak için de yapılabilir. Bugün bilgi ve bilgiye verilen emek, daha çook para kazanmanın aracına dönüşmüştür. = Para, amaç; bilgi, araç olmuştur. Normalde amaç, araçtan üstündür; bu, anormal bir durumdur. Paranın bilgiden üstünlüğü sürdüğü sürece, kapitalizmden çıkışımız ve kurtuluşumuz mümkün değildir.

Çoook acil! İlmi/ni silaha ve mekanik-elektronik teknolojiye dönüştüren, kapitalizme hizmet eden, ona danışmanlık yapan hocalara değil, insanlığın derdini dert edinen, doğaya/doğal hayata saygı duyan ulemâlara ihtiyacımız vardır.

Kimse bişey götüremiyor; kazanılan hiçbir mal kalıcı olmuyor; kalıcı olanın, götürülebilecek olanın peşinden gitmek en akıllıca iş. Biliyoruz ki bu hayat bâki değil; bâki hayat için çalışmak amaç olmalı ama bunun için de bu fâni hayatı sürdürecek imkânlardan da kaçınılmamalı.

Âhirete inanıyorsak, akıllı, akılsız orada/âhirette belli olacak; inanmayan için akıllı adam, burada rahatı için çalışan adamdır. Âhirete inanan bir adam için, ‘lâ rahata fid dünyâ = dünyada rahat yoktur.” Bu, “inanmayanlara akıllı” gelmeyebilir; onların bilgileri ve iradeleri sadece buraya aittir, öteyi “göremez”!. Onlar, adam olmayı bişey olmak zannederler; oysa adam olmak, aslında Müslüman olmaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET