ÇÜRÜK BİNA

Çürük bina, kendi (temeli, direkleri, kirişleri) ve zemini sağlam olmayan bina. 

Bina, inşâ edilir/yapılır. Kur'ân bu yapma (inşâ etme) işine ‘essese’ der; müessese de bu kökten türer. Bu ta’bir = ı’bare,  9. sûrenin 109 ilâ 110. âyetlerinde geçer. (Ta’bir, ifâde, anlatım demek; ı’bare de, ı’bret de aynı kök.)

Binayı, literal, gerçek ve mecaz anlamıyla ele alabiliriz. Gerçek anlamlı bina : malûm; mecaz anlamlı bina : 1) Camii, dernek, vakıf, bakanlık, devlet. 2) İnanç (akide), düşünce (dünya görüşü) şeklinde anlaşılabilir. 3) İbn (oğul ) ve bint (kız) da aynı köktür ( ابن/ بنت). 

9/Tevbe 107-111’de bağlam mescittir ama oradan taqvâya geçilir. Denir ki : “o bina taqvâ üzere kurulmuş bir bina değildir, orada namaza durma!.” (9/108.) 109. âyette : “binasını taqvâ üzere kuran mı, yoksa uçurumun kenarına kurup cehenneme yuvarlanan mı daha hayırlıdır.” diye bir soru sorulur.

Bence binalarımızı uçurumun kenarına yapıyoruz; onlar, durduğu yerde, küçücük veya daha büyük bir sarsıntıda yıkılıyor.

Sağlam bina, sağlam malzeme ile sağlam zemine (= taqvâ üzre) kurulur.

Sağlam binaya din, “bünyânun mersûs” der. (61/4.) (Rasasa, bişeyi kurşunla, çelikle kaplama, sağlam yapma ve kenetle(n)me demek.)

Binalarımızda da, müesseselerimizde de (dernek, vakıf, bakanlık, devlet vb.) düşünce (dünya görüşü) ve inançlarımızda da (kentsel) “dönüşüme” ihtiyaç var.

Kıyamet, büyük depremdir; orada yıkılmayacak tek bina, taqvâ binasıdır.

“Sûra üflenmiştir; gökte kim (ne), yerde kim (ne) varsa hepsi yıkılmıştır; ANCAK ALLAH’IN DİLEDİĞİ MÜSTESNÂ. O sûra bir defa daha üflenmiştir ve herkes Huzur’da, kıyamda, hazırdır.” (= Qıyâmun yanzurûn.) (39/68.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET