ÖNEMLİ BİR AÇIKLAMA!.

Burada yazdığım yazıların önemli bir kısmı din hakkında. 

Unutulmasın ve hep göz önünde bulundurulsun. Ben bu yazılarda “din, budur.”!, deniyorum; ‘benim dinden anladığım budur.’, diyorum. Sizler benim dinden anladığımı doğru ya da yanlış bulabilirsiniz; hatta ben dini yanlış anlamış veya yanlış aktarmış da olabilirim; sizlerin dini anlamak gibi bir sorumluluğunuz varsa, o dini daha iyi anlayan ve daha iyi anlatan birini/birilerini aramak ve bulmak zorundasınız. 

Dinin başka türlü daha iyi anlaşılması mümkün mü?!. Din, dini (doğru ya da yanlış) anlayanların anlatması ile anlaşılır ve yayılır, değil mi?!. Birileri dinden anladıklarını anlatmadan, biz dini nasıl anlarız; anlayabilir miyiz?!.

Din, insanların dinden anladıklarını doğru ya da yanlış bularak anlaşılır; dini anlamanın başka bir yolu da yoktur. Varsa da ben bilmiyorum. Kitâb = Kur'ân hariç, tüm din (tefsir, ilmihâl, kelâm, vb.) kitapları,  onları yazanların anlamasıdır. Kur'ân’ı anlama da böyle bir süreçtir. Herkes Kur'ân’dan aynı şeyi anlamaz ama bu, her meselede bir anlam/a kargaşasına, anlam savaşına (kaosa) da yol açmaz. Yorum farklılıkları, anlama farklılıklarıdır; kurumsal anlayışlar da (mezhepler de) buradan doğar. Bizler hangi anlayışı benimsersek ona uyarız. Önemli olan, taassup sahibi, tutucu olmamamız ve anlayışlarımızı sürekli geliştirmemiz, kemâlin, tekâmülün peşinde olmamızdır.

Din, kimsenin tekelinde değildir; bizim dinde ruhbanlık yoktur; bu din, herkesindir, herkese inmiştir ama herkes, bu dine iyi niyet ve samimiyetle yaklaşmalıdır; kasten/taammüden hata yapmamışsa, o anlamasından da kişi “sevap” alır; bu, içtihadın temel bir kuralıdır. 

Samimî dindar bilir ki, Dinin Sahibi Allah, kişinin niyetini ve tüm duygularını da bilir. “... inneHû alîmun bizâtissudûr.” (35/38. 67/13.)

Yorumlar

  1. Taassup belirli dönemlerde çok ekmek yedirir. İslam düşüncesi ne zaman tıkandı ise selefi hareketler oluştu. Anlaşılabilirdi de çünki eldekini korumaya çalışıyorlardı. Ehli sünnet görüşü etrafında toplananlar bu kısırdöngüyü aşmak için çabalayanları ifade etti.Son 20 yılda ehli sünnet başlığı altında selefi reflekslerle hareket eden gruplar oluştu. Bunlar kendi içlerinde çatıştığı gibi diğer görüşlere de kafa tutup tahkir ve tekfir dili kullanıyorlar. Gelişme hayra alamet değil. Gerçek mesele de parsadan alınacak pay aslında. Tarih tekerrürden ibarettir. Vesselam

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET