OTOKRİTİK

Otokritik : Öz eleştiri. Nefis muhasebesi.

Başkalarını (başkalarının fikirlerini, davranışlarını vs.) kolay eleştiriyoruz da, iş kendimize gelince, üzerimize toz  kondurmuyoruz.

Bu Ramazan, tam da özeleştiri mevsimi.

...

Soframıza gelen yemeğin nasıl ve ne şekilde (!) geldiğinden tutun da, bizim onları kazanmak için “nasıl ve ne (şekil) taklalar” attığımıza kadar... Biraz açayım. 1) Yiyeceğin-içeceğin ve hayatın doğal seyrini = Sünnetullah ve Âdetullah'ı. 2) Bizim O Sünnetullah ve Âdetullah’a müdahalemizi düşünmek. Hakkımız olmayan yollarla (= birilerinin kuyusunu kazarak ya da sırtına binerek) elde ettiğimiz mallar ve makamlar, yaşadığımız hayatlar...

Ve de şükürler...

...

Otokritik, geriye dönüp bakma; bu noktaya nasıl ve neye rağmen geldiğimizi görmedir.

Geçmiş temizlenmeden yapılan şükür, “tam şükür” ol(a)maz!.

Otokritik, hesap gelmeden, kişinin kendi vicdanına hesap vermesi; şükrünün vicdanında mâkes bulmasıdır. İyi bir kul olmanın, ibâdetlerin, duâların, tuttuğumuz oruçların kabulü, büyük ölçüde buna bağlıdır. 

Vicdanen aklanmadan, gerçek bir aklanma olmaz. 

“Bir saat tefekkür, bin saat ibâdetten hayırlıdır.” (Hadis-i Şerif) Buradaki tefekkür, zannımca düşünce (üretme) değil, nefis muhasebesi, otokritik, tövbe, vicdanen aklanmadır.

Bunun için zaman, tam bu zamandır, Ramazan'dır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET