RAMAZAN ve BEN

Benim ilk Ramazan’la tanışmam, 4-5 yaşlarımda köyde iken oldu. Köyümüze Ramazan’ın geldiğini akşam ezanında anlardık. O zamanlar ezanlar hoparlörle okunmazdı; Ramazan’da akşam ezanı için hoca minareye çıkmaz, hemen caminin önündeki musallâ taşının yanında okurdu. O, “Allah’u Ekber” deyince, biz çocuklar da ‘ezan! ezaan! ezaaan!’ diye bağırarak evlerimize koşar, iftarı ailelerimize haber verirdik.

Sonraları da Ramazan bize hep bir aylığına misafir olarak geldi.

Otuzlu yaşlarımda, bu Ramazan bize her sene niye gelip-duruyor, ne getiriyor, ne götürüyor?, diye düşünmeye başladım.

Önce,

Bize açlık getiriyor, dedim; ama biz zaten açtık,  yetim ve yoksulduk; Ramazan’da tam ve mükemmel doyuyorduk. Ramazan’ı bu yüzden seviyorduk; senede bir ay değil de her ay gelsin istiyorduk. 

Sonra, iyi-kötü yoksulluğum izâle oldu; elim üç-beş kuruş görmeye, ekmek tutmaya başladı. Her sene olduğu gibi bu senelerde de Ramazan yine bize geldi. Bu sefer bize vermedi, bizi “gemledi”!. ‘Çok yiyorsun/uz, biraz az ye/yin de yiyemeyenlere ver/in!.’ dedi. Bizi/beni gece tatlı uykum/uz/dan etti, ‘zorla’ kaldırdı, ekstradan yirmi rekât namaz daha kıldırttı. Bunlar hoşuma gitmedi, bana ağır geldi. Bi ara Ramazan’la bozuştuk ama O yine bana küsmedi, her sene bize/bana gelmeye devam etti.

Kırklı yaşlarıma kadar, açık söyleyeyim, Onun gelişini heyecanla karşılamadım; O gelecek diye bi hazırlık da yapmadım; “gelir ve gider”! dedim.

Kırktan sonra, içimden, bu Ramazan ne vefalı bir arkadaşmış, ben Onun gelişine istifimi bozmuyorum; O gelmeye ve bana bişeyler getirmeye devam ediyor, diye düşündüm ve Onu hoş karşılamaya başladım. 

Elli beş yaşıma kadar O, bana bir aylığına misafir olarak hep geldi-gitti, Ona hizmette kusur etmedim.

Elli altıncı yaşımın Ramazan’ında, ‘yahu bu Ramazan nereye gidiyor, niye gidiyor, hiç gitmese!...’ diye düşünmeye başladım. 

Gittiğine göre benden razı değil; her hâlde!. 

Onu razı etmek, Onu göndermemek için ne yapabilirim?!.

Şimdilerde, 3-5 Ramazan’dır, Ramazan’la her ân güzel vakit geçirmek, Onunla her dâim dost ve arkadaş olmak için ne yapabilirim, bunu düşünüyorum.

Sizin Ramazan’la aranız nasıl?

Yorumlar

  1. Nefis terbiyesi... İnfak..... Sosyal aktivide... Sılahi rahim... Komşuluk.... İbadette doruk nokta..... K. Kerimin inzali.... Hayatımızdaki izleri ve 11 aya yayabilmek aşk ve şevki....

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET