ŞEHİR HALKI

Şehir Halkı : Ashab-ı Karye. Bu ı’bare, Yasin 2. sayfa, ilk âyette geçer.
Her şehrin halkına Elçi ya da Elçiler gönderilmiştir. Onlardan bir örnek (mesel) de Yasin 13. âyet ve devamındadır. O şehir halkına önce iki, sonra da üç Elçi gönderilmiş ama onlar, O Elçileri yalanlamış; Rahmân, beşerden Elçi/ler göndermez, siz de bizim gibi birer beşer (insan) siniz; demişlerdi.
Demek, ne demek?
Söylemek. 
Söylemek, ne demek?
İçerdekini sözle (kelâm ile) ve kelime (yazı) ile dışarı çıkarmak. Kelm (كلم), konuşma-yazma; konuşma ve yazma ile “yaralama”! ve muhatapta olumlu-olumsuz  bir etki/tesir/iz bırakma.
Söz konusu sayfa boyunca, “dedi, dediler (قال / قالوا)” ifâdesine, ı’baresine sık rastlarız. 
Elçiler : Biz, gönderilmiş insanlarız; derler.
Şehir Halkı : (Olmaz öyle şey)!. Rahmân, beşerden Elçi/ler göndermez, sizler de bizim gibi birer beşer (insan) siniz ve yalancısınız; derler.
Elçiler : Bizim gönderilmiş (Elçiler) olduğumuzu Rabbimiz biliyor = şahittir; görevimiz de apaçık tebliğdir; der/ler.
Şehir Halkı : (Bakın)! Eğer bu işten (iddiâdan, da’vadan) vazgeçmezseniz, sizi taşlar, çook kötü/fecî cezalandırırız; derler. (Tehdit!.)
Elçiler : Siz bunu bize, size öğüt verdik diye mi yapacaksınız; diye sorarlar. (Anlaşamazlar...)
Başka bir şehirden bir “insan” koşarak gelir, olaya müdahale eder. Ey kavmim!, uyun! O Elçilere, dinleyin! Onları!, der.
Onlar sizden herhangi bir ücret (karşılık) istemiyor; Onlar bu işi biliyor. = Onlar hidayete ermiş insanlardır.
...
O şehir halkı Onu da dinlemezler ve öldürürler.
Ona, “Gir cennete!” denilir; O da : “keşke kavmim de bilseydi” der. (Bknz. Yasin, 14 ilâ 26. âyetler.)
...
Biz şehir halkları ne âlemdeyiz?!.
Bize gelen Elçi’ye ne cevap veriyor, ne yapıyoruz?
Bize gelen Elçi “ölmüş” mü diyoruz; yoksa, Onu (manen) biz de mi “öldürüyoruz”!?
Yoksa, bize bir Elçi (falan!) gönderilmedi mi diyoruz?!.
Pekiî O Elçiyi tasdik eden, Onun izinden/yolundan giden insanlarla aramız nasıl?!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET