AMAÇ

Amaç : İş ve eylemlerimizde varmak istediğimiz sonuç; o işleri ve eylemleri yaparkenki kastımız, niyetimiz. Dikkat etti iseniz, amaç, niyetle örtüştü.

Kitap okuyorum. Amacım bilgilenmek, bilgilenmek niyeti ile kitap okumak. Bi başkası da bunu (okumayı) daha ileri! bir amaca taşıyabilir; para kazanmak, ileride rahat bir hayat yaşamak için ya da bilgili görünmek, bilgin olmak için vb. okuyabilir...

Öteki, top oynuyordur. Amacı iyi topcu olmaktır, ismini bu şekilde duyurmaktır ya da top oynamaktan zevk aldığı için top oynamaktır...

Amaç, yapılan işin kendinde, kendi içinde de olabilir, dışında da.

Yapılan işin hem içinde hem de dışında olan amaç, en doğru amaçtır. Amacı, sadece yapılan işle sınırlarsak, o iş bitince aylaklara döneriz, canımız sıkılmaya, bunalmaya başlarız ve işlerimiz arasında büyük boşluklar ve tutarsızlıklar yaşarız; bu da bizde “anlamsızlık duygusuna” yol açar.

Tüm iş ve işlemlerimizi, onları aşan bir hedefe yöneltebilirsek, içimizdeki boşluklar dolar, yaptığımız işler anlamlı hâle gelir; “bişey için!” yaşadığımızı ve biişe yaradığımızı anlarız.

Çağın (insanının) en büyük hastalığı, anlamsızlık ve amaçsızlıktır. Refah gibi amaçlar sahtedir!. En çok zenginlerin mutsuz olduğu söyleni(yo)r, en çok hinliği, tilkiliği onlar yapıyorlarmış!. Haa!, belli düzeyin altındaki fakirlik (fakirler) de mutsuzluktur ve insanı amaç sorgulamasından mahrum eder. İnsanda, amaç fikri = ne için yaşadığına dair bir fikir oluşmamış ve oturmamışsa, maddi refahın alt ve üst limiti aşıldığında insan azar. Din buna ‘ğınâ, istiğnâ’; ‘ğavâ ve istiğvâ’ der. İlki, bolluktaki, zenginlikteki azgınlık, şımarıklık; ikincisi, sapkınlık, yoldan çıkmışlıktır. Bir insanda amaç yoksa, ilki, ikinciyi tetikler.

Şeytan da amaç fikrinden yoksun olduğu için, onca nimetin içinde azmış, Rabbinin emrine karşı gelmiş; “febimâ eğveyyenî = beni azdırdın!” (7/16) demişti/r.

Rab, insanı (şeytanı) azdırır mı?!.

İnsana bol nimet verir de o insanın Rabbe kulluk gibi bir amacı olmazsa, o insan (o şeytan) azar. (Rab o insanı o minetlerle “azdırır”!); çünkü o insan kendisine verilen akıl ve irade nimetini (tüm nimetleri) doğru ve yerinde kullanmamış (şükretmemiş) azmıştır, sapmıştır.

“Fakirlik, neredeyse küfür olacaktı.” (Hadis-i Şerif.)

Rab, insanlara yetecek kadar rızkı indiriyor (yaratıyor) ama bu azgın, tamahkâr, açgözlü zenginler, onu gasp ederek insanları fakir bırakıyor ve azdırıyor.

Bu kendini ve haddini bilmez zenginlerin suçu katmerli!. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET