KİMLİK/LER

Kimlik, kişinin kim olduğunu gösteren “şeydir”. Bu “şey”, kişide kabul görmüş ve kâğıda dökülmüşse, kimlik = nüfus cüzdanı şeklinde somutlaşır.

Kişilere kimliklerini kim (ve ne) verir?

Ana-baba, eş-dost, akraba, toplum = devlet ve din = Allah. İlki, kana dayalıdır; ikincisi de inanca. İlki, millîdir; ikincisi, dînî.

Millî kimlikler de dinî kimlikler de parçalanıp bölünebilir. Dünyada kaç millet, kaç din var?. Millî kimliklerin farklılığı milliyetçiliği; dînî kimliklerin farklılığı da din savaşlarını ortaya çıkarmıştır. Din savaşları burada, hem din içi mezhep savaşlarına, hem de dinler arası savaşa atıf yapar. Din içi savaş, yakın tarihte en yoğun batıda (30 yıl savaşları, 1618-1648); ve dönem dönem de doğuda (İslâm dünyasında) yaşanmıştır (işin aslı siyasaldır) ve yaşanmaya da devam edilmektedir.

Bugün yaşanan/dillendirilen “Evet, Alevî'yim!” söylemi de bunun bir devamıdır. Bunu bugün söyleyen kişi, dün, daha üst bir kimlik olan Müslüman kimliğini, bir devlet adamı dillendirdiğinde laik devlet hatırlatması/uyarısı yapıyordu; şimdi, daha alt bir kimlik olan Alevîliği Cumhurbaşkanlığında normal görebiliyor ve rahat bir şekilde dillendirebiliyor. Bunun nasıl okunması gerektiği ayrı bir tartışma.

...

İsim, kimliğin en önemli parçasıdır; isimleri en üst kimlikte birleştiren, dindir; dinden daha birleştirici bir kimlik henüz icat edilmemiştir. En evrensel din de İslâm’dır; İslâm, tüm zamanların ve mekânların (ilk insan Âdem’den son insan kimse ona kadar herkesin) dinidir.

“... Hüve semmâkümül müslimîne min kablü ve fî hâzé...”  O (Allah), sizi daha önce de şimdi de Müslümanlar olarak isimlendirmiştir. (22/78.)

Müslümanlık, Bir Olan Allah’a teslim olup O'na itaat ederek O’nun “ipinde = dininde = İslâm’da” buluşmaktır.

“vea’tesımû bihablillahi cemîan ve lâ teferraqû!...” Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın, ayrılmayın, ayrılığa düşmeyin!... (3/103.)

İslâm, silm = barış ve esenliktir; İslâm içi farklı kimlikler de İslâm dışı kimlikler de böler. 

İslâm içi farklı kimlikleri kaşımak, ya yeni yaralar açar ya da geçmişte açılmış yaraları kanatır.

Dikkatli olmak, dili dikkatli kullanmak lâzımdır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET