HADİ Bİ FATİHÂ OKUYALIM! (1)

Ölülerimize mi?

Hayır, bize, kendimize. 

‘Biz yaşayan ölülere.’!

Düzenli vakit namazlarını kılanlar, Fatiha’yı günde kırk kez; düzenli Cuma kılanlar, en az haftada iki kez; bayramdan bayrama namaz kılanlar, yılda dört kez; hiç namaz kılmayanlar mezarlıklarda, türbelerde, gıyâben de evlerinde ölülerine = ölmüş yakınlarına (üç İhlâs bir Fatiha) okur.

İhlâs ve Fatihâ dışındaki sûreler, isimlerini sûrenin içinde geçen kelimelerden alırlar ama İhlâs ve Fatihâ’da, İhlâs ve Fatihâ kelimeleri geçmez. Neden? Bilmiyorum ama bildiğim, Fatihâ’nın hem açan hem kapatan anlamına geldiği; Kur'ân’ın özünü ve özetini içerdiği; İhlâs’ın da hâlis, saf, katışıksız imanı ve tevhîdi ifâde ettiği.

Ben burada okuyacağımız Fatihâ’yı zihnimde beş yazı (beş sayfa) olarak tasarladım.

Müslümanlar (insanlar), sadece Fatihâ okumuyor, bireysel ve toplu olarak (cemaatle) Mesnevî okumaları, Füsus okumaları, Kant, Parmenides okumaları da yapıyor, okuyanları dinliyorlar; ben de bunları/onları okudum ve dinledim ama okuduklarım ve dinlediklerim kafamı karıştırdı. Ne zaman kafam karışsa, Fatihâ okuması yapıyor, kafa karışıklığımı Fatihâ ile gideriyorum. Umarım, burada yapacağımız okuma da (varsa) sizdeki kafa karışıklığını giderir.

Önce, Sûrede geçen kelime-kavramları çıkaralım, sonra bunları birlikte = cümle içindeki = sûredeki hâlleri ile okuyalım, sonra da bunları mümkün olduğu kadar diğer sûrelerle = Kur'ân'ın tümü ile irtibatlandıralım. Fatihâ’nın Kur'ân’ın özü-özeti olması, Kur'ân’ın diğer sûrelerinin onu tefsir etmesi = açması/açıklaması demek. Kur'ân okumamız bitince,  ‘El-Fatihâ’ dememiz, aynı zamanda Fatihâ’nın kapayıcı/kapatıcı bir sûre olduğunu da gösterir.

Fatihâ, başlangıçta, girişte de; bitişte, sonuçta da = her zaman, her yerde çookça okunan, okunması gereken bir sûredir.

Sûrede geçen kelime-kavramlar (ve Tek İsim olan Allah) :

Hamd (El takılı). Allah (lillah şeklinde tahsisli). Rab. Âlem (âlemîn şeklinde çoğul; âlem, zaten hem tekili hem çoğulu içerir.) Rahmân ve Rahîm (El takılı). Mâlik ya da Melik (Bu kelime iki şekilde de okunur.). Yevm-üd Dîn = Yevm ve Dîn. (Buradaki yevm, tüm zamanı; Din de tüm mekânı = dünya ve âhireti ve de hesap gününü ifâde eder). İbâdet ve yardım (iyyâke tahsisi ile ve biz zamiri kullanılarak, iyyâKe nabudu ve iyyâKe nesteîn). Hidâyet (ihdinâ, bizi). Sırât-ı Müsteqîm = Sırât/Yol ve İstikâmet (Doğru yol, doğru istikâmet). Nimet = Nimet verilenler (ena’mte). Gazab/Gadab = Aleyhlerine Gazab/Gadab edilenler (ma’dûbi). Dalâlet/ Sapıklık = Dalâlette/ Sapıklıkta olanlar (ve led-dâllîn).

Her kelime-kavramın anlamına uzun-uzun girersek yazı uzar ve insanlar okumaktan sıkılır, bıkar; kısa, 280 karakterli = 3-5 cümleyi geçmeyen tweet/tivit yazıları bile okunmuyor; bu yüzden, bu yazıların bir sayfayı geçmemesine özen gösteriyorum.

Ooo! daha Bismillah demedik, sayfa dolmuş, ikinci sayfada, ikinci yazıda buluşmak, görüşmek üzere.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET