TANRI MİSAFİRİ

“Tanrı” her yerde ise ki öyledir; her yerdekiler, ‘Tanrı Misafiri’ değil midir? Öyledir ama bu, kendilerini Tanrı’ya misafir olarak geldiklerini bilenler içindir; Tanrı aklında/gönlünde olmayanlar için değil. Bilenler, her yerde ‘Tanrı Misafiri’ olduklarını bilirlerse, Tanrı Huzurunda “yanlış” yapabilirler mi?!

Bilmediğimiz, tanımadığımız birinin evimize/hanemize misafir gelmesine ‘Tanrı Misafiri’ dememizi biz, bizim Tanrı’ya misafir olmamızın “iade-i ziyareti” gibi gördüğümüz için! söyleriz; o misafire “iyi” davranırsak, Tanrı da bize “iyi” davranır. Şöyle de söylenebilir : Tanrı, bize “iyi” davrandığı için biz de ‘Tanrı Misafiri’ne “iyi” davranırız; tersinden söylersek, Tanrı’dan “kötülük” gördüğümüzü düşünür de ‘Tanrı Misafiri’ne kötü davranırsak, bu, Tanrı’nın kötülüğünden değil bizim kötülüğümüzdendir; Tanrı kimseye kötü davranmaz, biz kötü olduğumuz (Tanrı’ya kötü davrandığımız = O’na saygı duymadığımız) için kötüyüzdür; Tanrı’dan aslâ kötülük sâdır olmaz, Tanrı kimseye ihânet etmez.

Yaratılan (bize verilen, gelen) her şey, aslında ‘Tanrı Misafiri, Tanrı’nın emâneti’dir ama biz, o misafirlere/emânetlere “iyi” davranmayı bilmiyoruz ve Tanrı’nın bize “iyi” davranmasını bekliyoruz; yine de her şeye rağmen O, bize iyi davranıyor, rızık veriyor, nefes veriyor, vermeye devam ediyor... Çünkü O, ‘Ekram-el Ekramîn’dir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET