DEFO

(Başka uygun bir kelime bulamadığım için bu kelimeyi kullanma durumunda kaldım, kusuruma bakılmaya!.)

Defo, bir maldaki yapım/imalât hatası, kusur, bozukluk demek. Bu kelime (defo), endüstriyel/sınaî mallardaki hata için kullanılır; özür dileyerek ben bu kelimeyi insan için, ama insandaki “yaratılış kusuru”! için değil, insanın kendinin sonradan kazandığı ve özgür iradesi ile seçtiği o şeylerle kendini mükemmel kabul ettiği hususlardaki kusurları için kullanacağım; buna Müslümanlık da dahildir, İslâm değil; İslâm’ın kendisinde aslâ en ufak bir kusur/defo yoktur.

Herkeste defo var; kiminde az, kiminde çok; defosu çok olan, az olanı kusursuz görür; defosu az olan da çok olanı beğenmez.

Büyük defolar uzaktan da görülür ama küçük defolar için, iyice yaklaşmak ve dikkatli bakmak gerekir. 

Rabbimiz herkese şah damarından daha yakın olduğu için herkesteki büyük-küçük her defoyu görür.

O, bizi defosuz yaratmıştır, defosuz bir insan ve Müslüman olmamızı istemiştir ama biz ne yapıp-ediyor, bitürlü defosuz bir insan ve Müslüman olamıyoruz!.

Efendimiz (ve Elçiler) hariç hiç kimsenin Müslümanlığı defosuz (kusursuz) değildir.

Bu yazıya bu başlığı (defo) koymama ve böyle bir yazı yazmama vesile olan şey, bunca yazı ve son hâtime adlı yazımdan sonra aldığım bazı geri dönüşlerdir. Tüm notlarımda (yazılarımda) ve hayatımda elbette benim de yığınla defolarım (kusurlarım) vardır; kiminiz bu defoları görüyor, kiminiz göremiyor olabilir; göremeyenler, belki de ‘hayret ediyor’ (bu yazıları beğeniyor) ve bu yazılar sona ermesin istiyor; bu yazılar da (benim gibi) kusurludur, defoludur.

Daha fazla defolu yazılar yazmamak için yazılara son vermeye karar verdim.

Rabbimiz hepimizin kusurlarını affede!. Kendimizi beğenmez isek (kusursuz/defosuz görmez isek), O bize merhameti ile muamele eder, çünkü O, Erhamurrâhimîn’dir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET