MUAVİYE SİYASETİ
Siyasette Allah korkusu (vicdan ve ahlâk) olmazsa, siyaset çook tehlikeli bir “meslektir”!.
Siyasetteki Allah korkusu sorumluluğu ağırlaştırır; kimse bu sorumluluğun altına girmeyi göze alamadığı için siyasete talip olmaz.
Siyasete talip olanlarda taqvâ (Allah korkusu) zayıfsa, hırs güçlüdür.
İslâm tarihinde siyaset (= hilafet) hep sorunlu olmuştur. İlk halife (Hz. Ebû Bekir), Ensar’dan Benî Saîde ve Hz. Ali ile; ikinci halife (Hz. Ömer), yine Hz. Ali ve bazı Ensar ve Muhacirlerle; üçüncü halife (Hz. Osman) Şûra Heyeti içindeki tartışma ile; dördüncü halife (Hz. Ali), Hz. Aişe, Talhâ, Zübeyr, Muaviye, Abdurrahman b. Avf gibi yakın sahabîler arasındaki görüş ayrılıklarına rağmen; 2, 10, 12 ve 4 yıllık sürelerle halifelik yapmışlar, daha sonra iş, saltanata dönüşmüştür.
Beşinci halife (= Sultan) Muaviye, Hz. Osman zamanda Şam Valisidir; Hz. Osman’ın son dönemlerindeki hoşnutsuzlukları duyunca Medine’ye gelir ve Hz. Osman’a üç teklifte bulunur. (Muaviye Hz. Ömer zamanında Şam’a vali yapılmıştır.)
1) Seni korumak için 4000 süvari asker hazırladım. (Hz. Osman : Ben 4000 askeri Beyt-ül Mal’den kendimi korumak için besleyemem; der.)
2) Sana muhalif olanları (bunlar, çook yakın sahabîlerdir : Hz. Ömer’in Şûra Heyetindeki adamlar, Hz. Ali dahil.) ayrı ayrı beldelere sür, onları birarada tutma. Onların peşine adamlar tak; onların develeri (geçimleri) ile meşguliyeti namazları ile meşguliyetini geçsin. (Hz. Osman: Ben Rasúlüllah’ın en yakın arkadaşlarını nasıl sürerim; der.)
3) Öyleyse öldürülürsen kanının hesabını sormayı bana bırak. (Hz. Osman: “tamam”; der.)
Muaviye’ye verilen bu hak (yetki), siyasî bir haktı ve bu hak, hilafeti saltanata dönüştürdü.
Ondan beri, siyasetin her düzeyinde kendisine verilen en küçük hakkı (yetkiyi) saltanata dönüştürme işi sürüyor; daha öncesine dair örnekler de elbette var ama onları (henüz) bilmiyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder