VARLIK SEBEBİMİZ
Buradaki ve ötedeki.
Buradaki varlık sebebimiz, Allah’a kulluk. Bu kulluk, ötedeki varlık sebebimizin de belirleyicisi. = Bu kulluk, buradaki ve ötedeki yaşayış/hayat biçimimizi/şeklimizi de belirleyecek.
Bu kulluğun, burada bireysel ve toplumsal (siyasal, ekonomik, kültürel) sonuçları var/oluyor. Yâni bu kulluk, buradaki bireysel ve toplumsal hayatımızı belirliyorken; ötedeki bireysel hayatımızı da belirleyecek.
Ötede, toplumsal (siyasal, ekonomik, kültürel) bir hayatımız olmayacak mı?!. Olacak, ama orada, iyi ile kötü (= iyilerle kötüler) ayrı yaşayacak, ayrılacaklar; kötülere iyilik, iyilere kötülük musallat! ol(a)mayacak. İyilikle kötülük arasında zerre etkileşim kalmayacak; ikisi arasında kesin bir izolasyon (a’raf, engel) bulunacak. İyiler, iyilerle; kötüler, kötülerle olacak, yaşayacak. = Cennet ve cehennem. Tabiî cennet ve cehennemin de kendi içlerinde mertebeleri bulunacak; oralardaki hayat da aynı düzeyde olmayacak, yaşanmayacak.
İdeal yaşam, belki de Farabi’nin ideal devleti (= medine-i fâzılası) bu, olsa gerek!.
Buradaki varlık sebebimiz, burada hem bireysel (= psikolojik, içsel, ruhsal) hem de toplumsal (siyasal, ekonomik, kültürel) hayatımızı etkiliyor veya belirliyorken; ötede büyük oranda bu, psikolojik veya içsel hayatımızı belirleyecek; çünkü ötede, bizi olumsuz (veya olumlu!) etkileyecek sosyal/toplumsal bir tehdit (veya destek/yardım) söz konusu olmayacak.
Buradaki varlık sebebini bilerek yaşayanlar, burada da ötede de rahat ederlerken; bilmeden yaşayanlar, burada rahat yaşadıklarını zannetseler de bu rahat, çook kısa süreli bir rahat olacak (gul : temettea bi küfrike galîlâ. 39/8), onlar ötede aslâ rahat yüzü göremeyecekler.
Ötedeki yaşam/hayat süresi, buradaki yaşam/hayat süresi ile kıyaslanamaz bile.
Buradaki varlık sebebini bilmeden yaşayanlar, ötede var olmanın acısını (sancısını) öyle bir tadacaklar (çekecekler) ki, yok olmayı (ölmeyi) isteyecekler ama yok olamayacaklar (ölemeyecekler)!. Bâri, toprak olsak diyecekler. (Bknz. 78/40.)
Varlığımızı, varlık sebebimizden ayırmak, varlığımızın hakkını vermemek, verememektir. Bunun da “cezası”, hiçbişey (toprak bile) olamamaktır.
Varlıktaki her şey, varlık sebebine uygun hareket ederken, insanın bundan uzak kalması, hiç cezasız kalır mı?!.
Sebepler, sonuçları belirler. Sonumuzu bilmek istiyorsak, (varlık) sebebimizi de bilmeliyiz.
Yorumlar
Yorum Gönder