TASRİH

Veya tavzih.

“Şeytan bizim neyimiz olur?!.” başlıklı yazımda, namaz, bizdeki kötü, olumsuz, karanlık yanları; iyi, olumlu ve aydınlık yanlara dönüştürmenin provası, alıştırması, teorik çalışmasıdır; demem, namazı “hafife almak”! olarak anlaşılmış...

O yazıda, 29/Ankebût Súresinin 45. âyetini delil göstermiştim. Âyet, namaz (= salât), kılanı fahşâdan ve münkerden (= tüm kötülüklerden) alıkoyar, diyor.

Namazın faydası bizi sadece fahşâdan ve münkerden (= tüm kötülüklerden) uzak tutmak mıdır?!. Mâûn Sûresi (= eraeytellezî) ne oluyor, ne söylüyor?!. Kur’ân, bir bütündür; o bütünlüğü içinde okunursa, doğru anlama olur. Sûreye bir bütün olarak bakalım.

“Dini yalanlayanı gördün mü?!. (1. âyet)

(Onlar, işte şunlar!. = fezélikellezi)

O (= onlar), yetimi itip-kakar. (2. âyet)

Miskini (= yoksulu) doyurmaz, doyurmayı teşvik etmez. (3. âyet)

(Üstelik bir de namaz kılar/lar.)

Yazıklar olsun o musallîne (= namaz kılanlara)!. (4. âyet)

Onlar neden (= niçin, niye) namaz kıldıklarını bilmezler. = Namazlarında yanılgı (= séhűn, gaflet) içerisindedirler. (5. âyet)

Namazla gösteri/ş yaparlar. (Biz de namaz kılıyoruz, Müslümanız, derler.) (6. âyet)

Küçük, basit bir yardımı bile engellerler, esirgerler.” (7. âyet)

Bu sûre ile Ankebût 45. âyeti beraber okursak, namaz bizi, iyilik yapmayan, kötülükten uzak tutan “pasif iyi” durumunda tutar mı; namaz kılan biri, yetime el uzatmaz, miskini doyurmaz, ihyacı olana yardım etmez mi?!.

...

Ben, namazı “hafife almak” şöyle dursun, tam aksine, namazın gerçek fonksiyonunu (= gücünü, amacını) gün yüzüne çıkarmaya çalışıyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK