HESAP = HAK-HUKUK, ADÂLET

Tek (yek) başımıza yaşayamıyoruz; birbirlerimize muhtacız. Bu durum, sosyal (toplumsal) yaşamı zorunlu kılıyor. Bu süre zarfında da birbirimize haklarımız geçiyor. Çoğumuz, çoğumuzun hakkına giriyor, ve helâlleşmeden = hesabı kapatmadan göçüyor, ölüyor.

Burada, yaşadığımız hayatta hakkımızın geçtiği veya haklarına girdiğimiz kişilerle helâlleşmek, onların rızasını almak önemlidir; ya! bize her şeyi veren Rabbimizin Rızası almak?!.

O, siz iyi geçinin, birbirinizle helâlleşin, birbirinizin hakkını yemeyin; -- ki, bunun için Benim dediğim gibi = Benim dinime = Benim indirdiği dine uygun yaşamak durumundasınız --, işte o zaman, Benim Rızamı da almış olursunuz, diyor. 

...

Ölmeden hesaplamazsak, ölünce, hesabın kapandığını sanmayalım!, ama mümkün olduğu ölçüde de ölmeden önce hesabı/mızı kapatmaya çalışalım = borçlu (= haklı, buradaki haklı, haksız oluyor) gitmeyelim!. Alacaklı gidebiliriz; nasıl olsa, alacağımızı O BÜYÜK HESAP GÜNÜNDE alacağız. O gün, orada, bize borçlu olanın bize verebileceği bişey/i yoksa, bizim borcumuz (= günahımız) ona yüklenecek ve hesap/lar, çook âdil bir şekilde kapanacak!. Kimsenin kimsede zerrece hakkı (alacağı) kalmayacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK