ŞEYTAN BİZİM NEYİMİZ OLUR?!.

Karanlık ve kirli yanımız. Kötülüklerimiz. İsyankâr tarafımız. Bize Rabbimizi unutturan tarafımız. Kötü arkadaşımız. Kötü komşumuz. Kötü yöneticilerimiz...

Efendimizin : “Herkesin bir şeytanı vardır. Benim şeytanım, Bana teslim oldu. (= esleme)” (= Ben, şeytanımı Müslüman ettim.) hadisini (Tirmizî. Rada, 17. Müsned. III, 309.) doğru anlamak ve içimizdeki şeytanımızla mücadele etmek için, “kendimizi, kendimizin kötü yanlarını bilmemiz, tanımamız” gerekiyor.

Kendimizi, kendimizdeki kötü, karanlık yanları bilirsek, başkalarını, başkalarındaki şeytanları = şeytanî karanlık ve kötü yanları da bilir ve ona göre mücadele ederiz.

Kendindeki şeytanî karanlık ve kötü yanlarla mücadele edemeyenler, başkalarından gelen kötülüklerle mücadele edemezler.

Müslüman olmak, içimizdeki şeytanî yanları, istekleri bilerek terk etmek, şeytana güvenmemek = inanmamak ve Rabbimize güvenerek = inanarak O’na = O’nun isteklerine (= emirlerine) teslim olmak değil de nedir?!.

Arınma budur. Şeytan, bizdeki pislik, kirlilik ve karanlıktır.

“Allah ve melekleri bizi karanlıktan aydınlığa çıkarmak için salât ederler...” (Bknz. 33/43.) Buradaki salât, bizim bildiğimiz namaz değil, “gayret, çaba, yardım”!. Bizim kıldığımız namaz (= salât) da iyilikler (= hayr) yaparak, o yardımı Allah’tan isteme, beklemedir. Namaz, bu iyiliklerin provası, alıştırması, teorik çalışmasıdır. = Namaz, bizdeki kötü, olumsuz, karanlık yanları; iyi, olumlu ve aydınlık yanlara dönüştürmenin provası, alıştırması, teorik çalışmasıdır.

“Kitâb’tan S/sana vahyolunanı oku!. (ki doğruyu-yanlışı, iyiyi-kötüyü, güzeli-çirkini bilesin, öğrenesin). Salât’ı ikame et!. Salât, fahşâdan ve münkerden (= tüm kötülüklerden) alıkoyar. Kesinlikle Allah’ı/n zikri (= Allah’ı hatırlama) daha büyüktür. Allah, yaptığınız her şeyi bilir.” (29/45.)

(Kişi) Müslüman olunca iş(i) bitmez; şeytanla savaş devam eder. Bu savaş, namazla (= salâtla) başlar; zekâtla, oruçla, hacla sürer gider. Namazın da zekâtın da orucun da haccın da toplumsal boyutu unutulmamalıdır. Bu savaş, sadece psikolojik bir savaş değildir; çok boyutlu, çok cepheli bir savaştır. İç cephe tahkim edilmezse (= güçlendirilmezse), dış cephedeki savaşta zorluklar çekilir. Ayrıca, bu savaşta kendimize güvenmeye kalkarsak, bu savaşı (baştan) kaybeder; Efendimiz gibi şeytanımızı müslüman edemesek, teslim alamasak da onun bize olan zararlarını engelleyemeyiz.

Bilelim ki bu çağın şeytanları (= tağutları ve putları) çok daha güçlü, çok daha örgütlü. Sıkı çalışmamız ve sürekli Rabbimize sığınmamız ve sürekli O’ndan yardım (rahmet ve merhamet) talebinde bulunmamız gerekiyor.

Eûzübillahi mineşşeytânirracîm. Bismillahirrahmanirrahim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK