KARDEŞ KAVGASI

İlk kardeş kavgası Habil ile Kabil arasında; sonra da bu kavga hep sürmüş, sürmekte...

Çok uzağa gitmiyorum. Sahabeler arasındaki kavga da kardeş kavgasıydı; bu kavga Cemel ve Sıffin’ı doğurmuş, Müslüman Müslümanı öldürmüştür.

Bu kavga, 1400 yıldır sürüyor.

Emevîler-Abbasîler; Abbasîler-Fatımîler; hem din (= İslâm) hem kan/ırk (= Arap) kardeşleri (!).

Şah İsmail de Yavuz da hem din (= İslâm) hem kan/ırk (= Türk) kardeşleri (!)...

Bu kavga niye, neden yaşandı, yaşanıyor?!.

İktidar (= hilâfet veya siyaset) yüzünden.

Kabil, Habil’e yönetici ben olacağım, benim dediğim olacak, dedi.

Muaviye, Hz. Ali’ye benzer şeyleri söyledi.

Ümeyyeoğulları (= Emevîler), Abbasoğullarına (= Abbasîlere), -- ki, ikisi de Kureyş kabilesindendir ve Araptır -- biz yöneteceğiz, dediler.

Şah İsmail ile Yavuz, 1514’de Çaldıran’da bunun için savaştılar. Savaşı Yavuz değil de Şah İsmail kazansaydı, “biz başka bir millet” (belki de şiî) olurduk!.

Kazanan tarafın taraftarları çok olur, oluyor.

Kazanmayı güç belirliyor; ama kazanan, her zaman haklı olmuyor. 

Kardeş kavgası, haklılığa değil de güce dayanırsa, ortada bir rant (= ganimet, menfaat) paylaşımı vardır.

Haklı olmak ne demektir?!.

Doğru ve adâletli olmaktır; bu da Hakk’a uygunluktur. 

Hakk, aynı zamanda güçlüdür, kudretlidir. 

Güç, doğruluk ve adâlet/lilik/le birlikte olmazsa, çok ciddî haksızlıklar vukû bulur = ortaya çıkar.

Hakkı (= haklılığı) ayakta tutan, güçtür. Güç yoksa, hak (= haklılık) ayaklar altındadır; zulüm hâkimdir. 

Buraya kadar kullandığım güç, maddî (= fiziksel) güç, kaba kuvvettir; haklılık ise, manevî güçtür.

Kabil’de maddî (= fiziksel) güç, kaba kuvvet; Habil’de ise manevî güç (= haklılık) vardı.

Burada, çoğu zaman Kabiller kazanıyor, ama ötede Habiller kazanacak; bu kesin.

Kardeş kavgası ise, üstü örtük veya açıktan, kıyâmete kadar sürecek.

Niye?!.

Mirasa öyle bir konuyor/uz (!) ki, helâl-haram gözetmiyoruz. Malı çok seviyor, yığdıkça yığıyoruz. (Bknz. 89/19-20)

Buradaki miras, mal. Mirasın mal olmayanı da var. Biz Kitâb’ı, kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık, bıraktık. (Bknz. 35/32. 40/53.)

Esas/asıl kavga, Kitâb mirasından uzak olanlarla O mirasa sahip çıkanlar arasında. Kitâb mirasından uzak olanlar, dünya menfaati (= hâkimiyeti) peşinde; Kitâb mirasına sahip çıkanlar da hak ve adâlet.

Not : Bu, 2499. yazı. 2500. yazı, son olacak ve bu yazı için biraz düşüneceğim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEREYE?!.

İMSAK ve İFTAR

DİKKATLİ/DİKKATLE DİNLEMEK