İÇ ve DIŞ

İç-dış, mekânla ilişkili kavramlar. Evin içi-dışı; şehir içi-dışı; ülke içi-dışı; dünya içi-dışı; dünya dışı uzaysa, uzay da sonsuzsa, sonsuzu neye göre belirleyeceğiz?!. Hegel’i dinlersek, bişeyin sonsuzluğunu sonlu bi şey belirleyemez; sonsuzun kendisi belirleyebilir, der. Sonsuzda sınır olmaz; sonsuza, sonsuz dışında başka biri sınır koyamaz. Sonsuz, bize (= biz sonlulara) göre belirlenemez.

Hegel, Varlığı da, Belirlenmemiş Saf Varlık ve Belirlenmiş Varlık diye ikiye ayırır. O, (muhtemelen Tanrı’ya inanmadığı için?!) Belirlenmemiş Varlığı, Hiçlik’le (= Yokluk’la) “özdeş”! görür. Bizce, Belirlenmemiş Varlık, Hiçlik’le; Belirlenmiş Varlık ise Oluş’la anlaşılır, der.

Dışın sınırlarını bizler belirleyemediğimiz için ona “Sonsuz” diyoruz. 

Pekiî, için sınırlarını belirleyebiliyor muyuz?!. Kuantum fiziğine (= atom altı fiziğine) göre, için sınırlarını da belirleyemiyoruz.

Bu durum bize ne söyler?!.

İç-dış, izafîdir. (= göreli-göreceli, nisbîdir.) Sonsuzluk, Sonsuz’a göre mutlak, bize göre izafî. O isterse, (izafî) sonsuzu, sonsuza kadar veya belli bir sona kadar var eder, yaşatır; sonra yok eder. 

“... küllü şeyin hélikün illâ Veche...” (28/88)

Varlığın Arapça karşılığı, vücûdtur. (Mevcud, var olan, oluşa giren, oluşagelen, demek.) İslâm filozofları Varlığı üçe ayırırlar : 1) Vâcib-ül Vücûd. 2) Mümkün-ül Vücûd. 3) Mümtenî-l Vücûd. Vâcib-ül Vücûd, Kendinde (= Kendi Kendine yeterli) Varlık. Mümkün-ül Vücûd, varlığı başkasından (= başkasına bağlı) olan varlık. Mümtenî-l Vücûd, varlığı (bize göre) imkânsız varlık. Vâcib-ül Vücûd’a göre imkânsız varlık yoktur.

İçe ve dışa doğru Sonsuz Saf Varlık, Vâcib-ül Vücûd olduğu için O, “her ân, her yerdedir.”!. (Buradaki ân ve yer de bize göredir.) “Her ân, her yerdelik”, bizim havsalamıza sığmaz; sadece Tanrı’ya (= Vâcib-ül Vücûd olan Varlık’a) hastır, O (= Saf Varlık), zaman ve mekâna tâbî değildir; onları da O yaratmıştır. Saf Varlığı, Kendi dışında hiçbir varlık (= kimse) belirleyemez ama her şeyi/her varlığı O belirler. O, âlemlerin Rabbidir.

Sonsuz Saf Varlık, sonlu hiç bir varlıkla bitişmez, birleşmez; birleşse, eksik (= sonlu) varlık olmuş olur.

Hamd, âlemlerin Rabbine mahsustur. = El-Hamd-ü lillah’i Rabb-il Âlemîn.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM