FEYZ

Kula (= insana) Rabbinin maddî-mânevî olarak verdiği (= akıttığı) şeyler. (= Mal, sağlık-sıhhat, ilim, iman, vb. İlim ve iman, kulun kalbine veya aklına akar.) Feyz, alınan ve verilen bi şeydir. Kâinat, Allah’tan bir fezeyândır, bir taşmadır (= sudûrdur?!.)

Bu yazı, 10/Yunus Sûresinin 61 ilâ 71. âyetlerinin bir yorumu (= te’vili) olacak. 61. âyette feyz kelimesi geçer (= tufîdûne). Âyet, “ne yaparsanız yapın, ister Kur'ân okuyun, ister hiçbir iş yapmayın; siz o işlere daldığınızda (= o işlere kendinizi kaptırdığınızda = iz tufîdûne fîh) Biz, size şahidiz. Yerde ve gökte, küçük olsun, büyük olsun, hiçbir (zerre kadar bi) şey Bize gizli değildir. Hepsi, Mubîn bir Kitâb’tadır.”

Buradaki feyz, “dalma”!, işe kendini kaptırma. = Yapılan işten zevk, haz, keyif alma!.

Pekiî, ilâhî feyz bize nasıl akar ya da gelir?!. Farâbî, İbn-i Sinâ ve İbn-i Rüşd’e göre, bizdeki aklın, Faal Akıl’la irtibatı sayesinde. Bunun da dereceleri vardır; bu feyz, en kâmil derecede Peygamberlere akar. Kimin “gönlü” (= kalbi, aklı ve muhayyilesi) daha çok temizse, ona daha çok feyz gelir; kirli  “gönüllere” (= kalplere ve akıllara) bu feyz akmaz. 61. âyetten sonra gelen 62. âyet, Allah dostlarından söz eder; onlar için korku ve hüzün yoktur, der. Çünkü onlar, iman etmiş ve taqvâya ermişlerdir. (63. âyet.) Onlara, burada da (= dünyada da) ötede de ( âhirette de) müjdeler vardır. Allah’ın Kelimelerinde (= Sözlerinde) herhangi bir değişme olmaz (= lâ tebdîle li kelimâtillah). İşte büyük (= azîm) kurtuluş (= fevz), budur.”

Fevz (= فوز) ile feyzi (= فيض) karıştırmayalım. Fevz, sonuçtur; feyz, o sonuca götüren ikramlardır; feyz, fevze (= kurtuluşa) yol verir.

Feyz aldığının farkında olmayan, fevzin de farkında olmaz.

Antenlerimizi! (= duyu, duygu, akıl/idrak gibi algı melekelerimizi) açmalıyız.

“Su”! boşa akıyor!.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM