EVRİM ve DEVRİM

Evrim, biyolojik; devrim, sosyolojik. Evrim, devrimden daha netâmeli bir konu. Kitâb’ın halaqa fiili ile ceale fiili arasındaki fark, büyük ihtimalle evrimle alakalı. Ceale, bişeyi, bişeyden yaratma; halaqa ise yoktan yaratma. İnsanın yaratılışı öncesinde bi çook şey (melek, toprak, bitki, hayvan, vb.) yaratılmış, insanın yaratılması ise en son (= halife) ceale ile belirtilmiş. “innî câilun fil ardı halife” (2/30)

İnsanlardan önce yaratılan canlılar hayvanlar. Hayvanların da kendi aralarında bir çok türleri var. Sürüngenler, memeliler, kanatlılar, etçiller, otçullar, vs. Bize göre ben, hayvanları iki gruba ayırırım. Evciller ve vahşiler (= yırtıcılar).

İnsanların hayvanlardan farkı ne?!.

Bu soruya iki şekilde yaklaşılabilir. 1) Şeklî farklılık. 2) Davranış ( yaşayış) farklılığı. Şeklî farklılık, dik yürüme = ön ayakların (= ellerin) boşa çıkması ve bu sayede gözün görüş alanının açılması. Şekli meydana getiren madde, hayvan ve insanda aynı = et, kemik ve kan. Darwin, kuramını bu kısma dayandırır, insanla hayvan arasındaki farkı şekle indirger. Oysa insanla hayvan arasındaki asıl fark, davranış (yaşayış) farklılığıdır. Çoğu insanla hayvanın davranış (yaşayış) farklılığı da şekilseldir, şeklîdir. Hayvan da insan gibi yer, içer, gezer, çiftleşir (ürer), hatta seçer; hayvanın da bir seçimi vardır; o otu (eti) değil, şu otu (eti) yer; onunla değil, şununla çiftleşir ama yaptıklarını neden veya niçin yaptığını bilmez = akıl yoktur. İnsanların biçoğu da böyle değil midir?!. Darwin, böyle insanlara da evrimleşmiş der. Evrimleşme, (evreden) bir aşama ise, Darwin’in evimi şeklî bir aşama; tekâmülî (= insanı kemâle taşıyan) bir aşama değil. Böyle bakarsak, bir çook insan, hâlâ evrimleşememiş.

Devrimle evrim arasındaki fark ne?!.

Devrim, devirir, yıkar, yeniden yapar ama evrim, mevcut yapının üzerine ilâve yapar. Hayvanlarda olmayan, insanlarda olan akıl, yeni bir ilâvedir. Bu akıl kullanılmazsa, evrim şeklî kalır. Şeklî evrimin de dezavantajları yanında çok ciddî avantajları var. Dezavantaj, hızın kaybolması; avantaj, ellerin boşa çıkması ve beceri kazanması ve üretimin bu ellerle yapılması...

Evrim, tedricî; devrim, devirici (= yıkıcı) ama ikisi de bişeyi yoktan (= sıfırdan) inşâ etmiyor, olanı kullanıyor. Harf devrimi, eski (Arap) harfleri/ni atıyor, yerine Latin harflerini koyuyor. Kılık-kıyafet devrimi, eski! bazı kıyafetleri (çarşafı, peçeyi, başörtüsünü entariyi, vb.) atıyor, yerine ya yenilerini (bluz, etek, pantolon, vb.) koyuyor ya da hiç koymuyor (başı açık bırakıyor). Bu şekil devrimleri yapanlar da ‘sosyolojik evrim’ yaptıklarını (= geliştiklerini, çağdaşlaştıklarını, muasırlaştıklarını) sanıyorlar.

Düşüncenin de benzer şekillerde evrimi ve devrimi olur. Modernizm, kiliseye karşı bir devrimdi. Post-modernizm, modernizmin evrimi. Kimilerine göre Cumhuriyet, bir devrim; demokrasiye geçiş, bir evrim, vs. Konu, çok boyutlu, burada kesiyorum. 

Allah (=İslâm), insanın kemâlini hedefler; onu şeklen kemâle erdirdiği (= insan sûretinde/şeklinde yarattığı) gibi, ahlâken de kemâle ermesini (= insan-ı kâmil olmasını) ister. Bunun için ona akıl, ki bu hidayet-i âmmedir, herkeste vardır, ve Kitâb (= Vahiy), bu da hidayet-i hâssedir, = husûsî/özel hidâyettir, verilmiştir. İnsan bu iki nimeti kullanarak ve onlara uygun yaşayarak kemâl bulur. (= evrimleşir!.); bu iki nimeti kullanmazsa, “... kel en’âmi bel hüm edall...” = hayvanlar gibi, hatta onlardan daha aşağı olur. (7/179)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM