YARATMA ve ÜRETME veya YAPMA

Yaratma, Allah’a mahsustur. İnsan ise yaratılanlardan üretir, yapar.

Yaratmanın nasıllığını bizler bilemeyiz. Ay-altı dünya için yaratma, anâsır-ı erbânın (= dört unsurun = toprak, su, ateş ve havanın) yaratılmasıdır. Ay-üstü dünyada ne gibi unsurlar var, bilmiyoruz. (Ay-altı, Ay-üstü tanımlaması, Farabî’ye ait.)

Anâsır-ı erbânın (= maddenin) “ilk şekline/sûretine”, hyle (Arapçası heyulâ) deniyor; bu şekli de bilmiyoruz. Bizler maddeyi şekil/sûret almadan göremiyor/bilemiyoruz.

Maddeyi “cansız”! kabul ediyoruz; oysa, madde de “canlıdır”!. Can, ona “üflenen ruh” iledir. Her maddedeki ruh, “aynı yoğunlukta” değildir. Toprağın bitirmesi, suyun akması, ateşin yakması, havanın devinmesi, bu ruh iledir.

Ruh, aynı zamanda nûrdur. “Allah, göklerin ve yerin Nûr’udur...” (24/35.)

İnsanın yaptığı, birleştirme ve parçalamadır. Taşları (tuğlaları, demirleri, tahtaları, vs.) birleştirir, ev yapar. Ağaçları keser (= parçalar), masa, sandalye, kapı, pencere, vs. yapar... yani, yaratılmış şeyleri keser-biçer, onlara yeni şekiller (= sûretler) verir.

Ama, bir sinek dahi yaratamaz. Sinek ondan bişey kapsa, onu geri alamaz. (Bknz. 22/73.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM