GÖRDÜN MÜ?!.
E-raeyte ?!. = Gördün mü?!.
(E, mi; raeyte, sen gördün.)
Kimi?!.
“ellezî”, ism-i mevsul. (İsm-i mevsul, kendisinden önceki kelimeyi (cümleyi), kendisinden sonraki kelimeye (cümleye) bağlar ve açıklar; kimi sorusuna cevap verir.)
“yükezzibü bid-dîn.” = Dini yalanlayanı.
Dini yalanlayan kimdir?!.
Dinsizdir.
Dinsiz kimdir?!.
“fezélike” = İşte o.
Kim o?!.
“ellezî”, yine bir ism-i mevsul.
“yedu’ul yetîm” = yetimi itip-kakar; ona sahip çıkmaz.
Başka (ne yapar)?!.
“ve lâ yehuddu alâ taâm-il miskîn” = yoksulu doyurma arzusu duymaz.
(Üstelik bir de namaz kılar.)
“fe-veyl-ül lil musallîn” = yazıklar olsun onun namazına. (Kılmaz olsun o, o namazı!. Dini yalanlayana dinsiz denirse, bu tür namaza da dinsizin namazı denebilir!.)
“ellezîne-hüm”, bir ism-i mevsul daha; onlar var ya onlar!.
“an salât-ihim séhůn” = onlar, sehven (?!) namaz kılarlar; namazın ne demek olduğunu bilmezler; kıldıkları namazı ciddiye almazlar; kıldıkları namazdan gâfildirler.
Niye?!.
Çünkü onlar = “ellezîne-hüm”, (bir ism-i mevsul daha.) :
“yürâûn” = mürâîdirler, gösteri/ş için (namaz kılıyor desinler diye) namaz kılarlar.
“ve-yemneûn-el mâûn” = küçücük bir yardıma (= hayra, iyiliğe) bile engel olurlar.
...
İşte o/onlar, o zaman (610 ilâ 632 arasında) hangi niteliklere sahiplerse; bu zaman da aynı niteliklere sahipler. = o/onlar, Rabbenâ, hep bana, diyen tipler; ekonomik uçurumu derinleştirenler. “Onlara : Allah’ın rızık olarak size verdiği şeylerden (?!), infak edin = harcayın = verin!, denildiğinde; Allah dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız?!.” diyenler. (36/47.)
Sizler, bunları görmüyor musunuz; bunların söyledikleri sözleri duymuyor musunuz?!.
Ne diyorlar?!.
Allah, vermek isteseydi, onlara da verirdi; onlar bizim gibi değil, tembeller!. Tembelleri biz mi doyuracağız?!. Yatmasınlar, gitsin çalışsınlar. Bakamayacakları kadar çocuk yapmasınlar, vs...
Sizce bunlar dindar mı?!. İnsanlar arasındaki rızkı bunlar mı taksim ediyorlar?!.
Bence bunlar, dinin ne olduğunu; ellerindeki rızkın (= imkânların) bir imtihan aracı olduğunu bilmiyorlar. Bu yüzden, dini yalanlıyorlar. Bunların namazı bizi aldatmamalı!. Bunlara, “kapitalist müslümanlar veya abdestli kapitalistler”! deniyor.
Kur’ân’ı aktif (= canlı ve diri) olarak, yaşanan hayata dokundurarak okumak ve anlamak gerekiyor; aksi hâlde Onu tarihe hapseder, evrenselliğini ıskalarız.
Yorumlar
Yorum Gönder